IoT ve Geleceğin Tarımı

Bunca veriyi toplayıp işlemenin bize ve çiftçilere ne gibi bir faydası olacağını basit bir örnekle sergilemek mümkün: Aynı köyde bitişik parsellerde aynı ürünü eken iki çiftçiden biri diğerinin iki katı rekolte elde ediyorsa bu iki çiftçi arasındaki temel fark, çiftçilerden biri doğru işlemleri doğru zamanda ve boyutta yaparken diğerinin bu işlemleri hatalı veya eksik yapmış olmasıdır. Bu durumda tarım sensörleri aracılığıyla başarılı olan çiftçinin yaptığı tüm doğrular tespit edilerek başarının matematiksel ifadesi ortaya çıkarılabilir. Bu veri takip ve analizi 30.000 çiftçilik bir örneklem üzerinde yapıldığındaysa derin makine öğrenmesi yöntemiyle, mükemmel bir ‘süper çiftçi’ profili oluşturulabilir.

 

Taşköprü sarımsağı gibi yöresel lezzetleri ve belli bir bölgeye has tarım ürünlerini özel kılan çevresel koşullar –gece gündüz farkı, rüzgar yönü veya hava sıcaklığı gibi- hakkında gerekli veriler toplandığı takdirde bu ürünlerin dünyada benzer koşulları karşılayan başka hangi coğrafyalarda da yetiştirilebileceği belirlenebilir. Buradan yola çıkarak yapılabilecekler arasında sensör platformundan gelen verilere dayanarak tarla bazında rekolte tahmini yapmak veya çiftçilere eksik ya da yanlış uygulamalarını zamanında söyleyip verimlerini yükseltmelerini sağlayacak bildirimlerde bulunmak akla ilk gelen örnekler; ancak yapılabilecekler kesinlikle bunlarla sınırlı değil.

 

Tarımda büyük veri kullanımı, önümüzdeki 10 yıl içerisinde bunun gibi daha birçok analizi çok büyük ölçeklerde gerçekleştirmemizi mümkün kılacak bir devrimin kapılarını aralıyor. Türkiye tarımına çağ atlatacak bu dönüşümün gerçekleştirilmesinde en büyük sorumluluk, dijitalleşmede öncü rolünü üstlenmesi gereken sektörlerin köklü isimlerine düşüyor. Türkiye’de her ölçekten çiftçinin tüm bu yeniliklerden ekonomik bir şekilde faydalanabilmesiyle birlikte, değişimin kapıları da sonuna kadar açılacaktır.