Hassas tarım nedir?

Hassas tarım; gelişen teknolojilerin tarımsal üretimle bütünleştirilerek kullanılması çerçevesinde düşük maliyet, değişken girdi kullanımı, azami gelir hedefleyen ve çevre koruma ilkelerini göz önünde tutan tarımsal uygulamalar bütünüdür.

              

Bilişim teknolojilerinin tarıma uygulanması noktasında üreticiler Hassas Tarımla (Precision Farming)  tanışmışlardır. ABD ve bazı AB Ülkeleri gibi gelişmiş ülkelerde 1990’lı yılların başından itibaren uygulanmaya başlanılan hassas tarım Ülkemiz için yeni bir tarımsal husustur.

Türkiye’de ise ilk kez 1999 yılında TÜBİTAK tarafından desteklenen “Hassas Tarım Teknikleri” adlı bir araştırma projesi Toprak ve Gübre Araştırma Enstitüsünce yürütülerek 2003 yılında sonuçlandırılmıştır. Bu çalışmada, İç Anadolu Bölgesinde hassas tarım tekniklerini kullanılarak arazi üzerindeki değişkenlikler ve buğday verimine etki eden toprak özellikleri belirlenmiştir.

 

Bazı toprak özellikleri ile verimin alansal dağılımında önemli değişkenlikler ve farklılıklar gözlenmiştir. Verim ile bazı toprak özellikleri arasında doğrusal ya da ters ilişkiler bulunmuştur. Buna göre;

•   Araştırma tarlalarından elde edilen toprak ve bitki analizleri ve verim haritalarının yorumlanması sonucu, “Hassas Tarım Uygulamalarının” %25 gübre tasarrufu sağlayabileceği

•   Yabancı ot ilacı kullanımında % 20 lik bir tasarrufun mümkün olabileceği,

•   Dünyada hassas tarım teknolojileri ile çevresel etki bakımından sağlanacak kazancın yanında hektarda sağlanan 30 $ lık bir kazancın önemli olduğu vurgulanmaktadır. (Dr. İbrahim Hakkı Güçdemir’in 2007 yılında yapmış olduğu sohbetinden)

                 

Öyleyse niçin hala yapmıyoruz?

 

Ülkemizde genellikle klasik tarım metotları kullanılmaktadır. Yani aslında klasikten ziyade kontrolsüz girdi kullanımı desek daha yerinde olacaktır. Buradaki mantık nasıl işler görelim: 

Toprak analizi olmaksızın rastgele gübre kullanımı ve verimin sanki ne kadar fazla gübre atarsak o kadar artacağı yönünde bir anlayış,

Zararlıların minimum düzeyde yani ekonomik zarar eşiğinin altında tutalım yerine “tamamını öldürelim” düşüncesi (maalesef ki meslektaşlarımın çoğu bu konuda aman ilaç satalım para kazanalım derdinde, diyeceksiniz ki reçete ile ilaç satılıyor hayır durum pratikte hiç te öyle değil). Ülkemizde su o kadar önem kazanmışken –ülke olarak riskli gruptayız artık- bol kepçeden salma sulama yapmak bizi hassas tarım modelinden uzaklaştıran durumlar arasındadır.