Uzaktan Algılama (UA) Nedir ?

UA teknolojisinin literatürde birbirine benzer birçok tanımı bulunmaktadır. Sönmez ve Sarı (2014), UA’yı objelere fiziksel değinimde bulunmaksızın herhangi bir uzaklıktan yapılan ölçmelerle, objeler hakkında bilgi edinme bilim ve sanatı şeklinde tanımlamaktadır. Aynı yayın içerisinde daha kapsamlı açıklamaya yer verilmiş, Makktav ve Sunar (1992), UA’nın yeni bir sistem olmadığı ve uzun yıllardan beri insanlığın üzerinde çalıştığı bir bilim dalı olduğu, hava fotoğrafçılığının bu amaçla kullanıldığı, daha sonra uzaya gönderilen uydular ve geliştirilen fotoğrafik algılayıcılarla UA sistemi ileri bir teknoloji olarak bugünkü halini aldığı ifade edilmiştir. Buna bağlı olarak yeryüzünü gözleyen algılayıcı sistemleri taşıyan uyduların son yıllardaki gelişimiyle, bu sistem sayesinde yeryüzü hakkında çok miktarda fotoğrafik ve diğer formlarda verilerin elde edilmesi olanağı sağlanmıştır (Sönmez ve Sarı, 2014).

UA teknolojileri; yer yüzeyinden yansıyan ve yayılan enerjinin algılanması, kaydedilmesi, elde edilen materyalden bilgi edinmek üzere işlenmesi ve analiz edilmesinde kullanılır. UA sistemleri özellikle “Coğrafi Bilgi Sistemi (CBS)” teknolojileri ile birlikte alt yapı tesisleri ve yeryüzü kaynaklarıyla ilgili bilgileri toplamak, analiz etmek ve bir rapor halinde sunmak için kullanılmaktadır. (Aronoff 1989; Kaya 2010).

 

UA iki bileşenden oluşmaktadır. Bunlardan birincisi veri elde etme, ikincisi ise veri işleme aşamasıdır. Birinci aşama, bir enerji kaynağından yararlanarak (güneş), güneş ışınlarının hedef konumunda olan materyalin (bitki örtüsü, toprak yüzeyi, su yüzeyi, objeler vb.) yüzeyinden geri yansımasıyla meydana gelen geri ışınım sonucunda meydana gelen etkileşim ile başlamaktadır. Cisimler üzerlerine gelen ışınımları farklı oranlarda, yansıtma, emme ve geçir özelliklerine sahiptirler. Algılayıcıların tasarımı da bu değişiklikleri fark edecek ve istenilen ayrımları yapabilecek şekilde yapılır. Özellikle de meydana gelen ışımalara bağlı olarak değişik oranda dalga boyu değerleri ortaya çıkmakta olup mevcut durumda elde edilen farklar sonucunda yoruma gidilebilmektedir. Bitkilerin geri yansıtmış olduğu ışımaların dalga boyu aralığını, yine uydular belirlemektedir. Bitki örtüsü, yakın kızılötesi bölgesi üzerinde gelen spektral enerjinin önemli bir kısmını geri yansıtmakta, bu da bitki örtüsünün kızılötesi dalga boyu bölgelerinde, diğer objelerden  (su yüzeyleri, toprak vd.) kolay bir şekilde ayrılmasını sağlamakta ve bu teknoloji sayesinde alan ve verim modellemeleri rahatlıkla gerçekleştirilmektedir (Lillesand ve Kiefer 2000).

 

Veri işleme aşaması elde edilen görüntünün görsel, sayısal (dijital) ve elektronik işleme teknikleri ile zenginleştirilmesinin yanında analiz edilmesi ve nicel sonuçlar elde edilecek veriye sahip olunması nihayetinde yorumlanması olarak kabul edilmektedir. İşlenen veriden elde edilen bilgi başka veri kaynaklarıyla ile birleştirilerek kullanılabilmektedir. Bu aşamada kısacası CBS’lerinden yararlanılmaktadır.