Larva Supreme

Kelebek, sinek ya da balarısı larvalarını bir tencere ya da tava içine koyun. Püre kıvamına gelinceye kadar hafif ateşte pişirin. Tuzlayın ve fındık büyüklüğünde bir parça tereyağı ekleyin. Bir ana yemeğin (örneğin kılıç ya da kalkan gibi rafine bir balığın) yanında sıcak sıcak servis yapın. Ya da soğumaya bırakın ve küçük ekmeklerin veya gevreklerin üstüne sürün ve  havyar gibi, aperatif olarak servis yapın. Afiyet olsun.

Mutfak Ütopyalarını anlamaya çalışmanın bizi getirdiği noktadan başka bir yere sıçrama zamanı şimdi. Ütopya’nın Mutfağı’na. Daha önce söz edildiği gibi benim adlandırmamla Neverland Mutfağı bunun adı. Kişisel dilek, istek, arzu ve düşlerin gerçek olduğu bir yerde yaşamak ve burada diğer yaşayanlarla uyum içinde sonsuz ve genç bir yaşam sürmek. Bu sadece benim özlemim değil elbet. Diğer insanlar da bunu düşlemişler benden yüzyıllar önce. Ancak onlar bu ülkeye Cuccagna Ülkesi adını vermişler.

Orta Çağ Avrupa’sının yokluk, sefalet ve açlık içindeki insanları, üstüne bir de veba illetiyle uğraşırken özlemleri ve isteklerini Cuccagna ülkesiyle tanımlamışlar. Yemeklerin hiç tükenmediği ve her an yemek bulunabilen, muazzam makarna kazanlarının rendelenmiş peynir dağları üzerine boca edildiği, asma yapraklarından sosislerin sarktığı, (bu kısmı bana Cem Yılmaz’ın oynadığı G.O.R.A. isimli filmdeki sucuk ağacını anımsattı.) tahıl tarlalarının çevresinde kızarmış etlerden çitlerin olduğu, 12-14.yüzyıl Avrupa’sının efsanevi ülkesi Cuccagna. Söylencesel bu ülkenin nasıl ortaya çıktığını anlamak için o dönem Avrupa’da müthiş bir sefaletin olduğunu anımsamak yeterlidir.

14.yy’dan itibaren İngiltere, Almanya, Fransa, İspanya, İtalya gibi ülkelerde yazınsal denemelerde görülmeye başlanan Cuccagna ülkesi, İtalyan yazar Boccacio’nun bir novellasında ise Bengodi adıyla yer almaktadır. Bengodi’de, rendelenmiş parmiggiano peynirinden oluşan bir peynir dağının üzerindeki insanların bütün işi gün boyunca makarna ve ravioli yapmak, bunu horoz eti suyunda pişirmek ve ardından da yaptıkları yemeği tepeden aşağıya isteyenlere atıvermekti. Bu ütopik tariflerde aynı zamanda özgür ve mutlu bir cinsellikle ebedi gençlik rüyası da ima edilmekte, ayrıca kolay yoldan elde edilen servet ve kesenin dolu olmasına dönük kentli ve burjuva kavramlarına da atıflara rastlamak olası olup, güzel elbiseler ve pahalı ayakkabılardan da söz edilmekle birlikte, bir süre sonra yemek ve yemekle ilgili ütopyalar ana tema haline gelmektedir. 17 ve 18.yy’dan itibaren yemek konularının bu ütopyalarda yer alması olgusunun bir diğer göstergesi ise Grimm Masalların’da kendini göstermekte ve Grimm kardeşlerinin derlediği masallardan biri olan Hansel ve Gratel’deki pastadan ve çikolatadan yapılmış ev olgusu aynı noktaya işaret etmektedir. Kısacası ütopyanın mutfağı kavramı yukarıda da söz edildiği gibi kişisel dilek, istek, arzu ve düşlerin yeme-içme anlamında gerçek olduğu bir yerde, diğer yaşayanlarla uyum içinde sonsuz ve genç bir yaşam sürmek olarak tanımlanabilir.

Ütopya Mutfağı için son bir örnek olarak daha önce Sanat Dünyamız dergisinde yayınlanan Fütürist Menü ile konuyu tamamlamakta yarar var. Fütürist Havaşairi Marinetti’nin La Cucina Futurista adlı kitabından alınan bu menü Zoolojik Çorbayla başlamakta ve ardında Edirne Bombardımanı, Kübist Sebze Tabağı, Eşzamanlı bir yemek, Trieste Körfezi, Eşzamanlı Dondurma ve Bölünerek Az-Çok ile sona ermekte. Bu yemeklerin nasıl yapıldığı ve ne anlama geldiği bu yazının amacını aştığından burada yer almayacaktır.

Sonuç olarak mutfak ütopyalarını Homo sapiens’in tarihsel olarak besinleri hazmetmede olağanüstü bir fiziksel  uyum yeteneği sergilediği, duruma göre gereksinimlerini zaman zaman değiştirerek ayarladığı olgusundan hareketle ele almak ve bunun sonucu olarak da kültürel farklılıkların da her şey gibi tamamen göreceli olduğunu bilerek; gerçek ütopyanın, ötekini, bizden farklı olanı anlamak olduğuna vurgu yaparak bu yazıyı bitirmek istiyorum.

Düşlerinizin, dilek ve isteklerinizin her zaman gerçekleşmesi umuduyla…

 

Ahmet UHRİ

 

 MS 1.yy’da yaşamış Romalı zengin Apicius’un bu tarifi için bkz. G.Lang, “Fil Şnitzel ve Başka Garip Tatlar”, Çev.S.Özpalabıyıklar, Sanat Dünyamız/60-61, YKY yay., İstanbul-1996, 156-158.

 A.Dalby-S.Grainger 2001, 123. Apicius’tan kalan diğer tariflerin daha fazlasını öğrenmek ve bu tariflerle yapılan denemeler sonucu ortaya çıkan günümüze uyarlanmış tarifleri edinmek için Antik Çağ Yemekleri ve Yemek Kültürü, A.Dalby-S.Grainger, çev. B.Avunç, Homer Ktbv. İstanbul-2001, kitabına bakılabilir.

 age. 11.

 Lang 1996, 156. Özgün metin için bkz. Leng’s Compendium of Culinary Nonsense and Trivia/ Lang’in Mutfak Saçmalıkları ve Ivır Zıvır Rehberi, Wings Boks, New-York 1980.

 age. 157-158.

 Ö.Madra, “Börtü Böcek Yemek”, Sanat Dünyamız/60-61, YKY yay., İstanbul-1996, s.163-166.

 age. 165.

 age.166.

 M.Montanari, Avrupa’da Yemeğin Tarihi, Çev.M.Önen-B.Hinginar, Afa Yay., İstanbul-1995, s.115-116.

 age.116.

 age.116-117.

 Marinetti, “Fütürist Menü”, Çev.S.Özpalabıyıklar, Sanat Dünyamız/60-61, YKY yay., İstanbul-1996, s.172-173.