Pamukta GDO? Türkiye de GDO’lu pamuk üretiliyor mu?

Ülkemizde pamukta GDO yok.

USDA verilerine göre Türkiye ABD den pamuk ithalatında Çini geçerek 1. sırayı aldığı görüldü. Düşük fiyatlar ve ithal pamuk yerli üreticiyi nasıl etkiler? Acaba fiyat konusunda olan rekabeti, kaliteye ya da başka bir değere yönelerek ekarte etmek söz konusu olabilir mi sizce? Sektör kendisini nasıl bir noktaya taşımalı?

USDA verileri anlık haberlerdir. O iki ayı kapsayan bir haberdi. O aylarda Çin pamuk almamış olabilir. Türkiye de o sıra çok pamuk almış olabilir. Tam olarak gerçeği yansıttığı söylenemez. Asıl yıllık verilere bakmak gerekli.

VOB’un işler olabilmesi için lisanslı depoculuğa ihtiyacı var. Bu kapsamda ELİDAŞ önemli rol oynuyor. ELİDAŞ’ın bu süreçte başarı oranı nedir ve ileride depo sayısını arttırma gibi, özel sektöre açma gibi planlarınız olacak mı?

ELİDAŞ’ın başarı şansı çok fazla. Olayı ELİDAŞ olarak almamak lazım. Lisanslı depoculuk şu an oturmuş durumda. Hiçbir eksiği yok! Her geçen gün ilgi de artıyor. Kredi alma likiditesi de artıyor. Burada önemli olan lisanslı depoculuktan çıkan ürünün nasıl el değiştireceği! Ürünlerin el değiştirme sistemlerinin oturması çok önemli. Bu aşamada İZBEB dediğimiz platform önemli yer tutuyor. 

Şeffaf olmayan ortamda alım satım yapan insanlar var. Bu kişiler tabii ki sistemi istemeyecek. Alışkanlıklarımız kolay yok olmuyor maalesef. Firmalarımıza ve dolayısı ile sisteme köstek olanlar kadar destek olanlar da çok fazla. Sürdürülebilir ve izlenebilir bir platform oluşturuyoruz biz. 

İTB yoluna çok iyi devam ediyor, pek çok konuda Türk tarımında liderlik ediyor, üzerinizde bunun ve çıtayı her zaman yukarı taşımak gerekliliğinin baskısı var mı?

Kesinlikle bir baskı var. Kolay bir şey değil. Bir de çıtayı yukarı çıkarırken meyve veren ağaç taşlanır mantığı ile çekememezlikten kaynaklanan birçok etmen üzerimize etki etmeye çalışıyor. Bu süreçte de hem bu kişilerle hem de kendi sorunlarımızla uğraşıyoruz. Görev alan bütün arkadaşlarım kendiişlerini bir yana bırakarak İzmir Ticaret Borsası için hizmet etmeye çalışıyor.

Dergimizin adı Apelasyon’ken, apelasyon kavramına değinmeden olmaz. Apelasyonların kaliteyi arttıran bir yapı/çalışma olduğu ortada. Pamukta ve tüm diğer tarım ürünlerin ülkemizde apelasyon çalışmaları yapılmakta mı? Siz nasıl bakıyorsunuz bu konuya bir ziraatçi olarak ve İTB Başkanı olarak?

Apelasyon kimliklendirmedir. Pamukta sınıflandırmada kimliklendirmede bir sıkıntı yaşadığımızı kabul ediyorum. Eskiden Dış Ticaret Müsteşarlığına da çalışan denetmenler kalite standartları belirliyordu. Sonra bu standartlar çeşitli kişilere eğitim verilerek piyasadaki kişilere kaldı. Bunların da çoğu çırçır firmalarında çalışan kişlerdi. Ve standartlarda gerçek anlamda basılmaz oldu.  Piyasada iyi pamukta kötü pamukta aynı fiyata satılır oldu. Bu da hem üreticiye hem de çırçır fabrikalarına zarar verdi.

Tarım insanlık tarihi kadar eski bir sektör. Her ne kadar doğal olarak teknolojik tüm gelişmeleri bünyesine dahil etse de dışarıdan göründüğü kadarıyla iletişim teknolojileri/yenilikleri açısından çok da günümüzü yakaladığı söylenemez sektörün. Yaşadığımız dönem de iletişim dönemi artık. Piyasada belki de gereğinden bile fazla yazılı basın uygulamaları varken dergi, gazete gibi firmaların internet sitelerini güncel ve doyurucu tutma konusunda, e-dergileri, blogları ve genel anlamda sosyal medyayı kullanımına konusunda biraz mesafeli durduğu görünüyor. Hatta biz Apelasyon’u yaratırken bu açığı kapatmak için yola çıktık ve sadece dergiyle değil firmalarımıza vereceğimiz desteklerle de sektörün yeni yüzyılı yakalamasını amaç edindik. Siz sektörü hangi noktada görüyorsunuz ve 2010’lu yıllarda sosyal medya araçlarının sektör açısından değeri nedir?

Bana göre tarım sektörü sanal ortamı yeterince kullanıyor gibi geliyor. Tabii ki ben çok işin içinde olduğum için bana öyle geliyor olabilir. Özellikle çiftçiliğe başlayan yeni jenerasyon çok etkin durumda sanal ortamı kullanıyor. Ancak istatistiki rakamlar ve projeler olarak çok daha etkin olabiliriz. Bu konuda benim bildiğim Avusturalya çok etkin, dilerim bir gün biz de onlarla aynı seviyede sanal ortamı kullanabiliriz. Hem üniversiteler hem de üretici birlikleri çok etkin sala ortamla içi içe. Örneğin uydulardan  takiple hava durumu elde ediliyor, verim haritası çıkarılabiliyor, gübreleme ve ilaçlamada uydu sistemleri kullananlar var. Örneğin Ege bölgesinde pamukta elle toplama neredeyse bitti gibi. Çok büyük oranlarda hasat makinesi kullanılıyor.