Peki, nedir bu enfes çikolatanın hammaddesi?

Kakaonun içerdiği biyoaktif besin bileşenleri ve magnezyum vücutta serotonin adı verilen mutluluk hormonunun salgılanmasını arttırıyor; bu bir bilimsel gerçek. 

Maya toplumunun kakao için “tanrıların besini” demesinden yola çıkarak, günümüzde olduğu gibi geçmişte de çikolatanın çok değerli olduğu sonucuna ulaşabiliriz. Bu değerli yiyeceğin dünyaya yayılmasıysa tahmin edeceğiniz gibi çok uzun zaman almamıştır. İnsanların ilgisini bu kadar yoğun olarak üzerine çekmeyi başaran çikolata hakkında yapılan araştırmaların da çok sayıda olması aslında şaşırtıcı değil. Yapılan bilimsel araştırmalarda, çikolatanın vücutta serotonin adı verilen mutluluk hormonunun salgılanmasını arttırdığı ve stresli kişilerin bu rahatlatıcı etki nedeniyle çikolataya yöneldikleri saptanmıştır.  

Çikolata ile ilgili yapılan bilimsel araştırmalardaysa çikolatanın ve hammaddesi olan kakaonun antioksidan öğelerden zengin olduğu tespit edilmiştir. Polifenol adı verilen bu antioksidan öğelerin ise kalp hastalıklarına ve çeşitli kanser tiplerine yakalanma riskini azaltabileceği düşünülmektedir. Ayrıca çikolatanın bağışıklık sistemini güçlendireceğine dair veriler de elde edilmiştir. Kan kolesterolünü düşürücü ve kan basıncını azaltıcı etkileri olduğuna dair yapılmış olan bilimsel çalışmalar vardır. 

Çikolatanın bu olumlu etkilerinin kakaoya bağlı olduğu ortaya koyulmuştur. Kakao geleneksel olarak Aztekler tarafından su ve baharatla karıştırılarak, özellikle dinsel ayinlerde kullanılan çikolata yapımında kullanılıyordu. İspanyol istilasından sonra Avrupa'ya getirilen kakao, süt ile karıştırılarak kullanılmaya başlandı ve kısa sürede popüler oldu. 

Kakao tozu zamanla kakao yağı ile karıştırılarak bugünkü çikolata ortaya çıktı.