16 Mart 1923 Adana Çiftçileri ile Konuşma

Sayın çiftçi kardeşlerim;

Diyebilirim ki hayatımda yaşadığım en yüce, en sade, en mutlu ve içten gece bu gecedir. Çünkü bu gece çok derin saygılarla, sevgilerle bağlı olduğumuz milletimizin büyük çoğunluğunu oluşturan çiftçilerimizle bir sofrada bulunuyorum. Bu sofrada onların emekleriyle üretilmiş ekmeği onlarla beraber yiyoruz.

Arkadaşlar! dünyada fetihlerin iki aracı vardır. Biri kılıç, diğeri saban. Başka yerde de söyledim ve burada bir daha tekrarı yararlı buluyorum. Zaferinin aracı yalnız kılınçtan oluşan bir millet, bir gün girdiği yerden kovulur, rezil edilir, sefil ve perişan olur. Öyle milletlerin sefaleti, perişanlığı o kadar büyük ve acı olur ki, kendi memleketinde bile esir bir halde kalabilir. Onun için gerçek fetihler yalnız kılınçla değil, sabanla yapılandır. Milletleri vatanlarında yerleştirmenin, millete aynı kararda sürekli tutma vermenin aracı sabandır, saban, kılıç gibi değildir. O kullanıldıkça kuvvetlenir. Kılıç kullanan kol çok geçmeden yorulduğu halde sapanını kullanan kol zaman geçtikçe toprağın daha çok sahibi olur. Kılıç ve saban bu iki fatihten birincisi, ikincisine daima yenildi. Tarihin bütün olayları hayatın bütün gözlemleri bunu doğruluyor. Milletimiz çok büyük acılar, yenilgiler görmüştür. Bütün olanlardan sonra yine bu topraklarda bulunuyorsa bunun gerçek sebebi şundadır: Çünkü Türk çiftçisi bir eliyle kılıncını kullanırken, diğer elindeki sabanla topraktan ayrılmadı. Eğer milletimizin büyük çoğunluğu çiftçi olmasaydı biz bugün  dünya yüzünde bulunmayacaktık.

Arkadaşlar! Felâketler, üzüntüler, yenilgiler milletler üzerinde birtakım etkenler oluşmasına neden olur. Bu etkenlerden başlıcası, öyle kara günlerinden sonra milletlerin uyanıklığını ve ağırbaşlılığını bulması, kendi benliğini duymasıdır. Uzun yüzyılların acıklı sonuçları neticede bizim milletimizde de bu duyguları doğurdu. Tam bir güvence içinde söylerim ki, milletimiz baştan başa böyle bir uyanıklığa sahip olmuş, olgun bir millet halindedir. Açıklıkla ve tam bir  övünçle ilân ederim ki, bu millet milli benliğini anlamış, bulmuş ve bunu bütün dünyaya ispat etmiştir. Milletimiz son zaferleri hep bu duyguları, bu anlayışı sayesinde kazandı. Milletleri yükselten bu duygulara bir neden daha ilâve edelim; intikam hissi… Milletlerin kalbinde intikam hissi olmalı. Bu basit bir intikam değil, hayatına, yazgısına, refahına düşman olanların zararlarını temizlemeye yönelmiş bir intikamdır. Bütün dünya bilmeli ki, karşımızda böyle bir düşman oldukça onu affetmek elimizden gelmez ve gelmeyecektir. Düşmana merhamet acizlik ve zayıflıktır. Bu, insaniyet göstermek değil, insanlık duygusunun sona ermesini ilân etmektir. Arkadaşlar, milletleri kurtaran bu duyguların ve nedenlerin gelişimini en fazla çiftçilerimizden sağlamalıyız. Çünkü çiftçi ve çoban bu millet için temel unsurdur. Gerçekte diğer unsurlar bu ana unsur için gerekli ve yararlıdır. Ancak hiçbir kuruntuya kapılmadan bilmeliyiz ki o asli unsur olmazsa diğer unsurlar da yoktur. (http://www.atam.gov.tr)