Tarımın Akıllısı Kim?

Her şeyin akılısı olur da ‘Tarımın Akıllısı’ olmaz mı?  Gündemde akıllı tarım 4.0 uygulamaları var. Akıllı teknolojiler, ancak onlardan yararlanmasını bilenler için verimli olabilir. Yani ‘Öyle sorular soruyorum ki Siri’nin kafası karışıyor.’ minvali ‘akıllı telefon’ ile rekabet edebilecek ‘zekâya’ sahip olduğunuzu gösteremeyecekseniz ne anlamı var akıllı teknolojiye sahip olmanın(!) 

Akıllı olmanızda yetmez. Kullanacağınız teknolojiler hakkında gerekli ve yeterli bilgi sahibi değilseniz, yerli yerinde ve özellikle de karşılaştığınız sorunların çözümünde kullanmanız mümkün olmaz.

Çiftçilik mesleği asgari Lise (Tarım Lisesi) eğitimi ile temellendirilmelidir. Yani Tarım Lisesinden mezun olamayanlar çiftçi olamamalıdır. Tabii bunun için mevcut çiftçileri koruyacak bir geçiş süreci konmalıdır. Ancak bundan sonrası için çiftçiliğin lise düzeyinde eğitime dayanması ve çiftçilerin tarım konusunda yeterli bilince sahip olmaları mutlaka sağlanmalıdır. 

Çiftçilerin akıllı teknolojilerle tanıştırılabilmesinin tek yolu bilgisayar teknolojilerini tanıyan, kullanabilen ve düşünsel formasyon olarak programdan yararlanma konusunda mantık yürütebilecek becerilere sahip olmalarıdır. Aksi takdirde teknolojinin akılısı olarak teknolojiyi satanlar para kazanır. 

Üreticiler kullanamayacakları teknolojilere ve hatta bilgi eksikliğinden kendilerinin işine yaramayacak ek teknolojilere sahip olmak için ciddi paralar harcar; Bu teknolojilerden verimli olarak yararlanamayacaklarından bir süre sora kullanmaktan vazgeçip kenara koyarlar. 

Demem o ki, ‘Tarım 4.0’ ile üretim artışı sağlayıp gelirini arttırması beklenen çiftçimize, kullanamayacakları teknolojileri sattırıp  ‘Ticaret-4 / Tarım-0’ hüsranını yaşatmayalım! Eğer üretimde bu teknolojilerin kullanılmasını istiyorsak, önce çiftçimize bu teknolojileri kullanabilecekleri eğitim altyapısını sağlamak drumundayız.