Giriş

Ülkemizde 45-50 yıllık bir geçmişe sahip kültür mantarcılığı 1980'li yıllara kadar ekonomik anlamda bir değere sahip değilken, 1980'li yıllardan sonra ekonomik olarak kendini hissettirmeye başlamıştır. 1990’lı yıllardan itibaren ticari olarak değer kazanmaya başlamış olan kültür mantarcılığında 1990-2000 yılları arasında hızlı bir üretim artışı gözlemlenmiştir. Bu üretim artışı son yıllarda hızlanarak devam etmektedir (Eren ve Pekşen 2016).

Kültür mantarına yönelik yapılan yatırımlar özellikle son 10 yıl içerisinde, modern olmakla beraber orta ve büyük işletme boyutlarında olmuştur. Bu yatırımların modern olarak gerçekleşmesi, ülkemizde kültür mantarı sektörünün gelişmesine büyük katkı sağladığı gibi teknik eleman ve mekanik ile birlikte teknolojik anlamda yeni bir talebin oluşmasına neden olmuştur. 

2014 yılında Türkiye’de 6 bölgede yapılan çalışmada, Çizelge 1’de görüldüğü gibi Akdeniz Bölgesi’nin ülkemizdeki kültür mantarı üretiminin  %61,5’ini karşılayarak ilk sırada yer aldığı; onu %19,3 ile Marmara Bölgesi’nin ve %7,4 ile Ege Bölgesi’nin izlediği bildirilmiştir (Eren ve Pekşen 2016).

Üretim

Tüketim

 

 

 

 

Bölgeler

Üretim miktarı

(ton/gün)

Üretim oranı

(%)

Bölgeler

Tüketim miktarı

(ton /gün)

Tüketim oranı

(%)

Akdeniz

83

61.5

Marmara

54

40.0

Marmara

26

19.3

Ege

23

17.0

Ege

10

7.4

Akdeniz

19

14.1

İç Anadolu

7

5.9

İç Anadolu

18

13.3

Batı Karadeniz

5

3.7

Batı Karadeniz

8

6.0

Güney Doğu Anadolu

2

1.5

Güney Doğu Anadolu

6

4.4

Diğer

2

1.5

Diğer

7

5.9

Çizelge 1. Türkiye’de kültür mantarı üretim ve tüketimin bölgelere göre dağılımı

İnsan beslenmesinde toplum bilincinin giderek artması, tam bir protein ve vitamin kaynağı olan mantarlara karşı ilgiyi de gün geçtikçe artırmaktadır. Tüketim miktarının göstermiş olduğu bu pozitif yöndeki değişim, tarımsal yatırımlarda kültür mantarına olan ilgiyi ön plana çıkarmaya başlamıştır. 

Kültür mantarındaki gelişiminin ve üretim miktarının gün geçtikçe artan bir seyirde devam etmesi, beraberinde de bazı sıkıntıları getirmektedir. Özellikle yetiştiricilikte karşılaşılan hastalık ve zararlılar ile mücadelede kullanılan pestisitlerin büyük bir çoğunluğun ürüne ruhsatlı olmaması, bunun yanında kullanılan ilaçların kullanım zamanlarının ve dozlarının gerektiği şekilde uygulanmaması ciddi ilaç kalıntılarının üründe oluşmasına neden olmaktadır. Yapılan ürün analizlerinin büyük bir çoğunluğunda kültür mantarı sineklerine karşı kullanılan ilaçlar ortaya çıkmaktadır. Ülkemizde mantar sineklerine karşı ruhsatlı hiç bir kimyasal ilacın olmadığını düşündüğümüzde, sorunun ne derece ciddi bir boyutta olduğu bir kez daha karşımıza çıkmaktadır. 12-13 Mayıs 2014 tarihleri arasında gerçekleşen 1. Yemeklik Kültür Mantarı Çalıştayı’nda da konu ciddi bir şekilde masaya yatırılmış olup, mantar sinekleri ile mücadelede biyolojik mücadele yöntemlerinin tercih edilmesi gerekliliği ön plana çıkmıştır. Bu hususta üreticilerin bilgilendirilerek, yapılan yetiştiricilikte daha sağlıklı çözümlerin sağlanması için gerekli çalışmaların başlatılması gündeme getirilmiştir.