Sonuç mu desem…

Doğayı kendimize göre değiştirdiğimizi zannediyoruz. Yaşamı kontrol altına alabileceğimizi, tüm doğaya hükmedebileceğimizi, hayatın iplerini elimize alabileceğimizi düşünüyoruz. Değiştirdiğimiz doğanın parçası olduğumuzu, bozulan ekolojik dengenin bizim hayatımızı da hem dolaylı, hem de doğrudan etkilediğinin farkında bile değiliz.

Tükettiğimiz tarım ürünlerinde nelerin eksik olduğunu bilebilir miyiz? Mesela yıllarca yediğimiz yumurtalarda selenyumun eksik olduğunun farkında değildik. Şu anda piyasada selenyumlu yumurta var. Katkı maddeleri ile selenyum içeriği sağlanmış yumurta… Oysa organik yumurtada, aslında toprakta gezen, eşinen tavukların yumurtasında doğal olarak selenyum bulunuyor. 

Tükettiğimiz ürünlerde eksikliğinin farkında olmadığımız başka maddeler var mı?  bilmiyoruz. Bilmediğimiz, farkında olmadığımız pek çok tehlike ve tehditle birlikte yaşıyoruz. Bir zamanlar insanların tamamen sentetik gıdalarla beslenebileceği üzerine tezler vardı. Hatta insanın günlük ihtiyaçları hap haline getirilecekti… Ancak insan vücudunun farklı fonksiyonları ve ihtiyaçları vardır. Yani insan içinde var olabildiği dünyaya saygı göstermeyi öğrenmelidir.

Ürünün organik olabilmesi organik tarım yöntemlerinin dışında bir uygulama yapılmadığının güvence altına alınmasını gerektirir. Bu da denetim ve belgelendirme ile sağlanabilir. Örneğin kanatlı yetiştiriciliğinde hayvan refahı, toprak ve su kirliliğinin önlenmesi gibi konularda ki tedbirler alınmasa da kalıntısız, GDO’suz et ve yumurta üretilebilir. Ancak, analizler bilinen maddelerle ilgilidir ve genelde olmaması gereken maddelere yöneliktir. 

 

Mehmet Ufuk PEKER

Ziraat Teknisyeni