ASSOS

Kuzey Ege’yi bir de sonbaharda görmeli. Sisli ve yağmurlu bir sonbaharda... Şimdi yolculuk kuzey Ege’nin en uç noktalarından Assos’a. Diğer adı Behramkale. İzmir yönünden Küçükkuyu’dan sonra, sahil boyu küçük şirin köyleri geçerek, Çanakkale tarafından Ayvacık üzerinden ulaşabilirsiniz.

Behramkale köyü Osmanlı zamanında Assos antik şehri etrafına kurulmuş bir köy. Taş işçiliğinin güzel örnekleriyle dolu taş evlerden oluşan bir mimariye sahip. 150 hane mevcut ve yıllardır sit alanı. Köylü dedelerinde kalan evleri daha çok İstanbul’dan gelen şehirlilere satmış. Tuzla Çayı üzerine kurulu Hüdavendigar Köprüsü yanına yeni Behramkale Köyü’nü inşa etmiş.

Eski Behram Köyü’nün Arnavut kaldırımı sokaklarında gezmek, her bir yanı tarih kokan mimarisini hayranlıkla seyretmek, köy kahvesinde közde Türk kahvesi içmek oldukça keyifli. Köy içinde restoran, otel ve pansiyon da var.

Arnavut kaldırım bu yollar, dik yokuşlarla seni yol boyu kendi ürünlerini satan köylüler arasından, Assos antik kentine doğru götürüyor.

Zeus’un kızı Athena’nın koruyucusu olduğu Assos antik kenti, M.Ö.6 yüzyıllar kurulmuş, hala ayakta durur surlar, nekrepol, agora, amfi tiyatro, Athena Tapınağı.

Dünyanın en ünlü filozoflarından biri olan Aristotales, burada bir felsefe okulu kurmuş ve dersler vermiş.

Antik kent, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı bir ören yeri. Gün batımını seyretmek burada inanılmaz hisler yaşatıyor insana. Aristo’nun felsefe dersleri verdiği tapınağın hemen önünde sizden binlerce yıl önce yaşamış insanlarında güneşi tam da burada batırdığını bilmek… Umarım yüzyıllarca sonra da aynı hislerle birileri batırır güneşi.

Antik liman için oldukça eğimli ve virajlı bir yolu kullanmak gerekiyor. Ama buna değer. Yol boyu inerken karşında Midilli Adası ve muhteşem bir manzara var. İçinde birkaç otel, pansiyon, kamp, restoranın bulunduğu limanda mimari yine taş. Deniz oldukça temiz ve berrak. Eski liman kalıntıları denizin içinde kalmış.

Akşam çöktüğünde Assos’a çok yakın olan Midilli (Lesbos)nin ışıkları belirginleşir. O kadar yakındır ki, yollarında gezen otomobillerin farlarını takip edebilirsin. Evlerde yanan ışıklara bakıp bambaşka hayatlara sahip insanların varlığını düşünmek ve tam bu sırada iki kıyının arasında kalan denizde ne çok yaşam mücadelesinin, can pazarının yaşandığını bilmek…