Eren Yücesan Cendey İle Ferrante Eserleri Hakkında Röportaj
Elena Ferrante’nin eserlerini okurken, eserlerin akıcılığında yazarın ustalığı kadar çevirmenin de edebiyata, eserlerin yapısına bakış açısı, çeviri sanatındaki ustalığının da önemli olduğuna inanıyorum. Siz Susanna Tamaro’dan Umberto Eco’ya kadar birçok tanınmış İtalyan yazarın çevirmeni olarak tanınıyorsunuz. Yazar ile okuyucu arasındaki aktarıcıdan ziyade eserin anlatmak istediğini en güzel, en dokunaklı biçimde hissettiren bir çevirmensiniz. Elena Ferrante’nin eserlerinin çevirmeni olarak size sormak istediğim birkaç soru var.
- Sizi Elena Ferrante’nin eserlerini çevirmeye iten neydi? Elena Ferrante’nin eserlerini çevirmeye nasıl karar verdiniz ve süreç nasıl ilerledi?
- Çevirmenler, çevirecekleri kitapları bazen kendileri seçerler, çoğunlukla da yayınevlerinden öneri gelir. Ben İtalyan yazınını izlerim ve okuyup sevdiğim bazı kitapları yayınevine öneririm; kitap hakkında bir rapor hazırlarım ve yayınevi buna göre kararını verir. Genellikle de yayınevleri kendi kararları doğrultusunda seçtikleri kitapları çevirmenlerine verirler. Ferrante kitapları için de böyle oldu. Everest daha önce hiç çalışmadığım bir yayıneviydi. Bu dörtlemenin yayın haklarını aldıklarını ve benim çevirmemi istediklerini söylediler. Ben kitapların şöhretini duymuş ama okumamıştım. Kitaplar hakkında çok kısa bir araştırma yaptıktan sonra, yayınevinin de tanınan ve güvenilir bir yayınevi olduğunu göz önüne alarak işi kabul ettim. Uzun Ferrante yolculuğu böyle başladı.
- Elena Ferrante’nin eserlerini okurken ve çevirirken bir kadın birey olarak neler hissettiniz?
- Ferrante romanlarında temalar genellikle birbirini andırıyor. Belki de öz yaşamsal nedeni olduğunu düşünüyorum. Genellikle bağımsız, kendi ayakları üzerinde duran kadınların övüldüğü kitaplarda elbette kendi ve yakın çevre yaşantımdan izler buldum. Akdeniz kadınlarının hayatlarının ve duygularının birbirlerine benzedikleri hepimizin malumu. Konular çok aşinaydı, çalışırken her bir kahramana yakınlık hissettim.
- Elena Ferrante’nin Napoli Romanları adlı dörtlemesinde anne imgesi ile Türk toplumundaki anne imgesi arasında bir benzerlik var mı?
- - Napoli Romanları dörtlemesindeki anne imgesi aslında genel olarak İtalyan annesi imgesini temsil ediyor diyemem. Yoksulluk, kalabalık ailelerin sorumluluğunu yüklenmek, hemen savaş sonrası dönemin düşünceleri bu dörtlemenin annelerini belirliyor diye düşünüyorum. Lenu’nun annesinin adını ancak dördüncü kitabında, kendi kızına onun adını vermeye karar verdiği zaman öğreniyoruz. Annesi Lenu’ya karşı hiçbir zaman anlayışlı, sıcak ve yakın olmadı ve onun eğitim alarak ilerlemesini engellemek için elinden geleni yaptı. Bu genel olarak eğitimsiz, cahil, yoksul bir annenin tutumu olabilir ama çocuklarına karşı olan ilgisizliği, soğukluğu abartılıydı.
- - Benim Olağanüstü Akıllı Arkadaşım adlı eserde vurgulanan Lila ve Lenú’nun arkadaşlığı, çocukluk yıllarındaki masumiyet ve kıskançlık, büyüdükçe değişen tutkular arasında nasıl bir ilişki var?
- - Ben Lenu ve Lila’nın ilişkisinin sürekli hareket halinde olan bir tahterevalliye benzediğini düşündüm. Lila ve Lenu birbirlerini karşılıklı olarak kıskandılar, sürekli yarıştılar ve ne zaman birinin yaşantısında her şey yoluna girse, ötekinin durumu zorlaştı. Her ikisinin de birbirini kıskanmak için nedeni vardı ve bu onların lehine işledi. Lila bence hiçbir zaman masum olmadı ama aralarındaki arkadaşlığın paha biçilmez olduğunun da farkındaydı. Lenu ise Lila ile yarışmak durumunda olmasaydı asla tutkuyla, hırsla yol alamazdı.
- - Okumanın ve kız çocuklarının eğitiminin önemi İlkokuldaki öğretmeni Oliviero, kütüphaneci Ferraro, lisedeki öğretmeni Galiani gibi eğitimciler tarafından oldukça baskın bir şekilde vurgulanıyor. Lila ve Lenú’nun okuma hevesleri, okulda erkek öğrencilerle yapılan bilgi yarışması sırasındaki davranışlar, Lila’nın hırslı bir şekilde tüm aile fertleri adına kütüphaneden kitap alması, bitmez tükenmez bir açlıkla okuyarak, kütüphanedeki toplantıda birinci ilan edilmesi, eserde nasıl bir etki yaratıyor?
- - İlkokul öğretmeninin bir noktadan sonra Lila’yı desteklememesi ilginçti. Kütüphaneci Ferraro okuldaki erkek öğrencilerin öğretmeniydi ve Lila’nın tüm ailesi adına kitap almasının altındaki nedeni anlamamış olamazdı. Oliviero öğretmen Elena’nın okumasını teşvik etti, bunu Lila için de yaptı ama sadece Elena’nın devlet dairesinde odacı olan ve okumuş insanlar arasında çalışan babası eğitimin önemini anlıyordu. Mahalle halkı içinde okuyan ve böylece örnek oluşturabilecek hiçbir kimsenin olmaması ve hepsinin kendi içine fazlasıyla kapalı şekilde yaşaması Lila’nın zararına oldu ama Lenu kendini kurtardı. Lenu’nun hayatında bence en önemli ikinci öğretmen adını bilmediğimiz, ona Pisa Normale Üniversitesinden söz eden, form doldurmasına yardım eden ve ona yüksek eğitim şansını veren – eski deyimle mümeyyiz- idi. Olasılıkla ak saçlarını mavimsi bir renge boyamıştı ve bu bana Pinokyo’yu her durumda dertten kurtaran ve onu adam etmek için uğraşan Mavi Saçlı Peri’yi anımsattı. Zaten Lila’nın yazdığı ilk masalın adı da Mavi Peri idi yanılmıyorsam.
- - Birinci kitabın sonu ve Yeni Soyadının Hikâyesi adlı ikinci kitapta Lila ve Lenú’nun genç kızlıktan evliliğe geçiş süreçleri, evliliklerdeki inişli çıkışlı fiziksel ve duygusal çatışmaları Türk toplumundaki evlilikler ve aile yapısı ile karşılaştırırsak nasıl bir çıkarımda bulunabiliriz?
- Bu karşılaştırmayı elbette her iki ülkenin aynı zaman dilimindeki yaşantısını ele alarak yapmak gerekir. Elbette büyük benzerlik vardı. Evlenmek, hele ki zengin biriyle evlenmek bazı koşullarda genç kızların hayalidir. Elena da Lila da evliliklerinde aradıklarını bulamadılar ama erkeklerle koşut hayatlar sürdürmekten vaz geçmediler.
- - Terk Edenler ve Kalanlar kitabında ayrılık süreçleri ve kadının kendi hayatını yeniden inşa etme esnasında eserde hem psikolojik çözümlemeler açısından hem de felsefi anlamda birçok fikirle karşılaşıyoruz. 2000’li yıllar ve sonrasındaki döneme baktığımızda, sizce ataerkil anlayışa karşı nasıl bir tutum ve hangi feminist teorinin izleri eserde kendini baskın biçimde hissettiriyor? Feminist akımlar konusunda sizin şahsi fikirleriniz nelerdir?
- - Feminist akımlar konusunda geniş bir bilgim yok. Lisede okuduğum ünlü düşünür Simone de Beavuoir bu konunun Avrupa’daki öncülerindendir ve onun kitapları yolumu aydınlatmıştır. Günümüzdeki feminist akımlarla ilgili ise özel bir görüşe sahip değilim.
- - Bir eseri çevirirken, yazarın sadece kelimeleri değil, tıpkı bir tiyatro sanatçısı gibi duyguların da etkileyici bir şekilde okura hissettirilebilmesi esere büyük bir değer katıyor. Ferrante’nin eserlerini okurken birçok duyguyla gerçek yaşantının birbirine bağlı olduğunu hissettim. Sizce anne olmadan da annelik hissedilebilir mi?
- - Aslında elbette tüm duyguların gerçek yaşantıyla bağlı olmalıdırlar gerçekçi olabilmesi için. Bizler tarafından deneyimlenmiş olsun olmasın. Anne olmadan elbette annelik hissedilebilir ama bunun çeviride anne duygularını yansıtmaya engeli yoktur.
- - Kayıp Kızın Hikâyesi adlı eserde anne-kız ilişkisinin sınırları ve derinliği, annelik duygusu ile İtalyan toplumunun “annelik” kavramına ilişkin önyargıları, eserin çevirisi sürecinde size neler düşündürdü ve hissettirdi?
- - Kayıp Kız kitabının kahramanı olan anne kızlarının artık uzaklara gitmesiyle feraha ve rahata kavuştuğunu açıkça söylüyor. Uzaktaki kızlarıyla ilişkisi sığ ve sınırlı elbette ama bunda kızlarının artık yetişkin bireyler olmaları da bir neden. Bence annelik evrenseldir ve İtalyan toplumu ile Türk toplumu arasında her konuda olduğu üzere, annelik konusunda da aynı denebilecek benzerlikler vardır.
- - Elena Ferrante’nin Karanlık Kız’daki Leda karakteri ve Ferrante’nin bebeklerle kurduğu yazınsal ilişkiyi mercek altına alacak olursak, sizce Leda’nın oyuncak bebeği soyup giydirmesi, her seferinde saklamak ve geri vermek arasındaki gelgitleri, kişisel psikolojik çözümlemeleri, Ferrante’nin diğer kitaplarındaki karakterlerle arasında nasıl bir bağ kuruyor?
- - Ferrante’nin Karanlık Kız kitabından itibaren tüm kitaplarında bir oyuncak bebek var. Hatta sadece bu bebeğin ağzından yazılmış bir de çocuk kitabı var. (Kumsalda Bir Gece) Yazarın bu konuda özel bir hassasiyeti olduğu aşikâr. Leda elbette Lenu’yu andırıyor. Oyuncak bebekle ilişkisi onun yarım kalan anneliğine gönderme olabilir diye düşünüyorum ama bundan çok daha ötesi var elbette.
- - Sizce Claudio Gatti’nin Elena Ferrante’nin yayınevindeki hesaplarını inceleyerek gerçek kimliğinin Anita Raja olduğunu iddia etmesi, Anita Raja’nın twitter aracılığıyla bu iddiaya verdiği cevap konusunda ne düşünüyorsunuz?
- - Bana inandırıcı geldi. Ferrante öz yaşamsal anlatılarında annesinin son derece dikkat çekici ve güzel bir kadın olduğunu vurguluyor. Olasılıkla Alman olan annesi Napoli ‘de dikkat çeken bir kadındı. Okurlar aslında yazarların adlarının ardında yatan kişiyi çoğunlukla araştırmazlar. O roman şu değil de bu yazarın adıyla çıkmış olsa okur açısından büyük bir fark oluşturmaz. Yazarın burada gizleniyor olması daha büyük bir merak yarattı, belki de okur sayısını artırdı. Aslında o adın ardında kim olduğu değil, duygularını ve düşüncelerini nasıl yansıttığı önemli.
KAYNAKÇA
- 1. Ferrante, Elana, Karanlık Kız, Çev. Eren Cendey Yücesan, Everest Yayınları, 2017.
- 2. Ferrante, Elena, Belalı Aşk, Çev. Meryem Mine Çilingiroğlu, Everest Yayınları, 2016.
- 3. Ferrante, Elena, Benim Olağanüstü Akıllı Arkadaşım, Çev. Eren Cendey Yücesan, Everest Yayınları, 2018.
- 4. Ferrante, Elena, Bir Yazarın Yolculuğu - Frantumaglia, Çev. Eren Cendey Yücesan, Everest Yayınları 2018.
- 5. Ferrante, Elena, Kayıp Kızın Hikâyesi, Çev. Eren Cendey Yücesan, Everest, Yayınları, 2018.
- 6. Ferrante, Elena, Kumsalda Bir Gece, Çev. Eren Cendey Yücesan, Everest Yayınları, 2016.
- 7. Ferrante, Elena, Sen Gittin Gideli, Çev. Meryem Mine Çilingiroğlu, Everest, Yayınları, 2017.
- 8. Ferrante, Elena, Terk Edenler ve Kalanlar, Çev. Eren Cendey Yücesan, Everest, Yayınları, 2018.
- 9. Ferrante, Elena, Tesadüfi Buluşlar, Çev. Eren Yücesan Cendey, Everest Yayınları, İstanbul, 2019.
- 10. Ferrante, Elena, Yeni Soyadının Hikâyesi, Çev. Eren Cendey Yücesan, Everest Yayınları, 2018.
- 11. Tözman, E. Tuğçe, Napoli Romanları – Ferrante’nin Kadınları Elena Ferrante ve Napoli Romanlarındaki Kadınların “Ortak Istırabı”, Roman Kahramanları, Sayı:40, s,81-85.