ATATÜRK’Ü ANLAMAK - İLBER ORTAYLI VE FABIO L. GRASSI

Gelelim bu yazıda özellikle değinmek istediğim, kitaplara... Bir İlber Ortaylı’nın Kronik Kitap’tan çıkan  “ Bir Ömür Nasıl Yaşanır” ve “ Gazi Mustafa Kemal Atatürk” adlı eserleri, diğeri ise Fabio Grassi’nin yazdığı, “Ataturk, Il Fondatore della Turchia Moderna” adlı eseridir.Bu yazıda kitaplarından bahsedeceğim her iki bilgi ve kültür hazinesi ile tanışmış olmaktan gurur duyuyorum. İlber Ortaylı Hocamızla bizlere birbirinden kıymetli konferanslar vermek üzere Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Farabi Salonu’nda tanışmıştım. Dil eğitimine, tarih bilincine çok değer veren bunu da her fırsatta dile getiren İlber Hoca, özellikle de son yıllarda gerçekten en çok ihtiyaç duyulan,  memleketi gençlerle ileriye götürecek değerli fikirlerini “ Bir Ömür Nasıl Yaşanır”  adlı eserinde “Eğitimin iyisi, müzikle, matematik ve filolojiyle, bir de sporla olur. Bunu sağlayamadığınız sürece, istediğiniz kadar okul açın; netice değişmez,”  diyor.

Ben kendimi ülke şartlarına göre iyi koşullarda yetişmiş şanslı biri olarak görüyorum. Kendimi şanslı görmemin altında yatan neden kolejde okumuş olmam değil, eğitim, bilim kültür-sanat anlayışının daha sağlam temellere dayandığına inandığım bir dönemde eğitim hayatıma başlamış olmamdır. Öğrencilerime İtalyan dilini öğretirken, sadece gramer bilgilerini değil, dilini ve siyasi tarihini ve coğrafi konumunu değil, edebiyatını, opera, sinema, tiyatro kültür ve sanat tarihini de anlatırken, Atatürk’ün “Tükiye Cumhuriyeti’nin temeli kültürdür”, sözünü de hiçbir zaman unutmam mümkün değildir. 

 Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur” sözünü iliklerime kadar hissettiğim yıllardan da bir örnek vermek istiyorum. Yüksek Lisans tezimi yazdığım sıralarda, akşamları Ankara Üniversitesi Japonoloji Bölümü Öğretim görevlisi ve Türk-Japon Kültürünü Araştırma ve Dayanışma Derneği, Anken Budo Kulübü Sorumlusu Ayşe Nur Tekmen’in Ankara Üniversitesi Tandoğan kampüsündeki spor salonumuzda çalıştırdığı Kendo antrenmanlarına katılıyordum.  Antrenmanlara saygı, selam ritüellerimizden sonra başlıyor, antrenmanlarda koşturuyor, yoruluyor, acıkıyorduk ama buna değiyordu. Çünkü eve geldiğimde, bir önceki akşamdan çok daha zinde bir şekilde, daha iyi odaklanarak çalışıyordum.

İlber Ortaylı, “Bir Ömür Nasıl Yaşanır” adlı kitabında eğitim konusundaki fikirlerini ifade ederken, elitizme değer veren bir yaklaşımla şöyle demektedir: “Kabiliyetleri tespit eden, çocukları ona göre yetiştiren bir sistem kurmamız gerekiyor. Çok açık ki elitizmden seçkinci eğitimden katiyen uzaklaşmamalıyız; çünkü Türkiye eğitiminin en büyük sorunu elitizmden uzaklaşmaktır. Hiçbir toplum yetenekli çocuklarını harcayacak lükse sahip değildir.”İşte bu sebeple, Türk gençliğini,  “Mustafa Kemal’in askerlerini,  geleceğin liderlerini güvenle, her türlü tehlikeye sadece topla, tüfekle değil aynı zamanda bilimle, sanatla karşı koyabilecek güçte yetiştirmeliyiz. Çünkü İlber Ortaylı’nın da söylediği gibi:   

“Tarihin akışını değiştiren, ona mührünü vuran veya büyük tehlikelere mâni olan liderlere her memlekette rastlamak mümkün değildir. Atatürk dünya tarihinin nadiren gördüğü bir dehadır. Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra, hiçbir mağlup milletin direniş göstermediği zamanda siviller ve askerlerle dünyaya meydan okumuştur. 

Kendisiyle tanışmış olmaktan gurur duyduğum bir diğer yazar da, Atatürk’ü dışarıdan bir gözle, fakat bir Ataürk hayranı ve çok değerli bir tarihçi olan Fabio L. Grassi’dir.

Fabio L. Grassi, 1963 yılında Roma’da doğdu. Roma Üniversitesi Çağdaş İtalyan Tarihi bölümünde, Türk-İtalyan ilişkileri üzerine doktora yaptı. İtalya’daki devlet liselerinde ve İstanbul’daki İtalyan Lisesi’nde İtalyanca ve Latince dersleri verdi. 2005 yılından bu yana, Yıldız Teknik Üniversitesi Batı Dilleri ve Edebiyatları Bölümü’nde öğretim görevlisi olarak çalışmaktadır ve aynı üniversitede, Atatürk İlkeleri ve İnkılapları Uygulama ve Araştırma Merkezi Yönetim Kurulu üyesidir.   İtalyanca ve Türkçe yazdığı çok sayıda akademik makalesi ile İtalya ve Türk Sorunu 1919-1923 Kamuoyu ve Dış Politika (2003) adlı kitabı yayınlanmıştır.  Kendisi zaman zaman seminer ve konferanslarda, kitap fuarlarında,  hatta koronavirüs sebebiyle çıkamadığımız zamanlarda da YouTube üzerinden Atatürk’ü anlatmaya devam ediyor.

 

Fabio Grassi’nin ilk kez 2009’da kaleme aldığı “Ataturk, Il Fondatore della Turchia Moderna” adlı eser Türkçe’ye Eren Yücesan Cendey tarafından çevrilmiştir. Atatürk’ü, Atatürk’ün hayatını çocukluğumuzda ailemizden, gençliğimizde eğitim kurumlarından öğrendik ama kanımca, herkesin evinde, bilim-sanat edebiyat eserlerini koyduğu kitaplıklardan daha çok olması gereken ise özel bir “Atatürk” kitaplığıdır. Çünkü Atatürk, gece gündüz demeden masa başında,  yolculukta, savaşta çadırda bile kitap okuyan bir liderdir.  Seçkin bir okuyucu olmak, okuduğumuz kaynakların niteliği, eserin kimin tarafından yazıldığı, yani hangi perspektiften konuyu ele aldığı okuma alışkanlığından daha önemlidir çünkü Atatürk’ün de dediği gibi: “Tarih yazmak, tarih yapmak kadar mühimdir; yazan yapana sadık kalmazsa değişmeyen hakikat insanlığı şaşırtan bir hal alır.”

 

19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı, sadece Türk gençliği için değil, Türk tarihi ile ilgilenen yabancı uyruklu gençler için de önemlidir çünkü Türkiye’de Erasmus Eğitim Hareketliliği kapsamında Türkiye’ye gelen, Uluslararası ilişkiler, tarih gibi bölümlerde okuyan İtalyan dostlarım da Atatürk’e olan hayranlıklarını dile getirdiğini hatırlıyorum. Nutuk, on bir dile çevrilmiştir. İzmir’de yaşayan birçok İtalyan öğretmen arkadaşım da Atatürk’e bir Türk kadar hayranlık duymaktadır.

 

Milli Mücadele yıllarında İzmir’in önemine değinmeden geçemeyiz çünkü Atatürk Nutuk’a “1919 yılı Mayısının 19'uncu günü Samsun'a çıktım. Ülkenin genel durumu ve görünüşü şöyledir: Osmanlı Devleti'nin içinde bulunduğu grup, I. Dünya Savaşı'nda yenilmiş, Osmanlı ordusu her tarafta zedelenmiş, şartları ağır bir ateşkes anlaşması imzalanmış. Büyük Savaş'ın uzun yılları boyunca millet yorgun ve fakir bir durumda. Milleti ve memleketi I. Dünya Savaşı'na sürükleyenler, kendi hayatlarını kurtarma kaygısına düşerek memleketten kaçmışlar. Saltanat ve hilâfet makamında oturan Vahdettin soysuzlaşmış, şahsını ve bir de tahtını koruyabileceğini hayal ettiği alçakça tedbirler araştırmakta. Damat Ferit Paşanın başkanlığındaki hükûmet âciz, haysiyetsiz ve korkak. Yalnız padişahın iradesine boyun eğmekte ve onunla birlikte kendilerini koruyabilecekleri herhangi bir duruma razı. Ordunun elinden silâhları ve cephanesi alınmış ve alınmakta... İtilâf Devletleri, ateşkes anlaşmasının hükümlerine uymayı gerekli bulmuyorlar. Birer bahane ile İtilâf donanmaları ve askerleri İstanbul' da. Adana iIi Fransızlar; Urfa, Maraş, Ayıntap (Gaziantep) İngilizler tarafından işgal edilmiş. Antalya ve Konya'da İtalyan askerî birlikleri, Merzifon ve Samsun'da İngiliz askerleri bulunuyor. Her tarafta yabancı subay ve memurlar ile özel ajanlar faaliyette. Nihayet, konuşmamıza başlangıç olarak aldığımız tarihten dört gün önce, 15 Mayıs 1919'da, İtilâl Devletleri'nin uygun bulması ile Yunan ordusu da İzmir’e çıkartılıyor” diyerek başlar.

 

Fabio L. Grassi, “Atatürk” adlı eserinde Atatürk’ün Samsun’a çıkışını, Gençlik ve Spor haftası’nın eserinde şu şekilde anlatır:

“ Mustafa Kemal 16 Mayıs günü, adını Marmara Denizi’nin güneyinde bulunan küçük bir şehirden alan eski ve buharlı vapur Bandırma’ya bindi. ... Mustafa Kemal’in yanında sivil ve asker 18 kişi vardı. Yol arkadaşlarının en önemlileri Refet (Bele), Kazım (Dirik), Hüsrev (Gerede), Kemal (Doğan), Muzaffer (Kılıç),Cevat Abbas (Gürer), Ali Şevket (Öndersev), Mustafa Vasfi (Süsoy), Arif Hikmet (Gerçekçi), İbrahim Tali (Öngören) ve Refik (Saydam) idi. Son iki kişi hekimdi. Kemal’in kulağındaki enfeksiyon henüz iyileşmemişti ve zaten sağlığı da genel olarak çok iyi değildi.”

 

Fabio L. Grassi, Atatürk’ün Samsun’a çıkışını kronolojik olarak detaylarla anlatırken, tek taraflı bir gözlemden ziyade, tarihe geniş perspektiften bakabilen bir yazardır. Bu sebeple Fabio L. Grassi’nin makaleleri ve kitaplarını incelemekte fayda vardır. Atatürk adlı kitapta 19 Mayıs’ı “19 Mayıs, 1935 yılından beri Türklerin ulusal bayramlarından biridir; 1981 tarihinden beri de adı Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı olarak geçmektedir. İşte o gün Damat Ferit Paşa yeni bir hükümet oluşturdu,   sözleriyle anlatır. Sadece Atatürk ve arkadaşlarının 19 Mayıs sürecini değil, İngiliz Kuvvetlerinin kumandanı olan General Milne’nin de davranışını aktarması, süreci etkileriyle değerlendirmenin, satırlardaki ince yorumun önemini ortaya koymaktadır. Grassi 19 Mayıs günü’nü anlatmaya şu satırlarla devam eder: “Gene o ünlü 19 Mayıs günü Karadeniz bölgesinde bulunan İngiliz Kuvvetlerinin kumandanı olan General Milne, yeni harbiye nazırı Şevket Turgut Paşa’ya, Kemal’in görevine ilişkin kuşku ve huzursuzluklarını dile getiren bir mektup kaleme aldı. 

Ayrıca, Atatürk’ün başarılı bir lider olmasında, özgürlük ve bağımsızlığa dayanan karakterinin yanı sıra, protokol kurallarına uyarak resmi görevlerdeki kişilere usulüne uygun olarak hitap etmesinin de etkisi vardır. Kanımca, siyaset ötesi üstün bir iletişim kabiliyeti, iyi bir komutan olmak kadar önemlidir. Grassi “Atatürk” kitabında, Atatürk’ün resmi yazışmalarına ait bilgileri de “20 Mayıs’ta Mustafa Kemal Paşa sadrazama yolladığı telgrafta padişaha derin saygılarını sunuyordu. 21’inde Hurst ile buluştu ve görüşmeyi Damat Ferit Paşa’ya bildirirken Türk Milliyetçi hassasiyetine saygı göstermesi gerektiği konusunda onu uyardı. ”  şeklinde aktarır.

Yunan işgaline ilk ilk direniş ve atılan ilk kurşun Fransızlara karşı Hatay Dörtyol’da Mehmet Çavuş ve müfrezesine aittir. İkinci direniş Yunanlılara karşı İzmir’in işgalinden sonra Batı Anadolu da olmuştur. Fabio L. Grassi, bu süreçte İzmir’in işgaline olan tepkisini, İzmir’in işgalini protesto etmek için düzenlenen gösterilerde yer alanlarda, halen eserlerinin önemini koruduğu yazarlarımız arasındaki başarılı kadınlardan Halide Edip Adıvar’ın bulunmasını da dile getirir:

İzmir’in işgali onu daha çok hırslandırmıştı. Ege bölgesinin bu en büyük kentinde Redd-i İlhak Cemiyeti kurulmuştu ve “risk altındaki” öteki yerleşim bölgelerinde de benzer dernekler doğmaktaydı.23 ve 30 Mayıs arasında İstanbul Türkleri, İzmir’in işgalini protesto etmek için iki etkileyici gösteri düzenlediler. 23 Mayıs günü gerçekleşen gösteri, hatiplerin en önemlisinin Halide Edip (Adıvar) olmasıyla özellikle tarihteki yerini aldı.” 

Yazımı burada bitirirken, Atatürk’ün Gençliğe hitabesinin her kelimesinin ne kadar güncel ve yol gösterici olduğunu, bugün bu sözleri daha iyi anlamamız gerektiğini belirtmek isterim.

“Ey Türk gençliği!

Birinci görevin, Türk bağımsızlığını, Türk Cumhuriyeti’ni sonsuza kadar korumak ve savunmaktır. Varlığının ve geleceğinin tek temeli budur. Bu temel, senin en değerli hazinendir. Gelecekte de, seni bu hazineden yoksun bırakmak isteyecek iç ve dış düşmanların olacaktır. Bir gün, bağımsızlık ve cumhuriyeti savunma zorunluluğuna düşersen, göreve atılmak için, içinde bulunacağın durumun olanak ve koşullarını düşünmeyeceksin! Bu olanak ve koşullar çok elverişsiz bir nitelikte görünebilir. Bağımsızlık ve cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada benzeri görülmemiş bir zaferin temsilcisi olabilirler. Zorla ve aldatmacayla sevgili vatanın bütün kaleleri zapt edilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve ülkenin her köşesi fiili olarak ele geçirilmiş olabilir. Bütün bu koşullardan daha acıklı ve daha korkunç olmak üzere, ülkenin içinde iktidara sahip olanlar aymazlık ve sapkınlık ve hatta hainlik içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri, kişisel çıkarlarını istilacıların siyasi emelleriyle birleştirebilirler. Ulus, yoksulluk ve sıkıntı içinde yorgun ve bitkin düşmüş olabilir.

 

Ey Türk geleceğinin evladı!

İşte, bu durum ve koşullar içinde bile görevin, Türk bağımsızlık ve cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun güç, damarlarındaki soylu kanda mevcuttur!”

 

 

KAYNAKÇA – KİTAP SEÇKİSİ

  1. 1. Atatürk, Gençler için Fotoğraflarla NUTUK, İş Bankası Kültür Yayınları - Tarih Dizisi, 2016.
  2. 2. Ayla Kutlu, Kadın Destanı, Bilgi Yayınevi, 2004.
  3. 3. Ayla Kutlu, Sen de Gitme Triyandafilis, Bilgi Yayınevi, 2017.
  4. 4. Fabio L. Grassi, Atatürk, Çev. Eren Yücesan Cendey,  Doğan Kitap, 2009.
  5. 5. Fabio L. Grassi, Türk - İtalyan İlişkilerinde Az Bilinenler,  Çev. Sadriye Güneş, Tarihçi Kitabevi, 2014.
  6. 6. Haldun Tamer, Şişhaneye Yağmur Yağıyordu, YKY, 2019.
  7. 7. Haldun Taner, Keşanlı Ali Destanı, YKY, 2019.
  8. 8. İlber Ortaylı, Bir Ömür Nasıl Yaşanır, Kronik Kitap,  2019.
  9. 9. İlber Ortaylı, Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Kronik Kitap, 2018.
  10. 10. Jose Saramago- Umut Tarlaları-, Çev.  Ayça Sabuncuoğlu, Can Yayınları 1999.
  11. 11. Leonardo da Vinci, Paragone, Sanatlatların Karşılaştırılması, Çev. Kemal Atakay,Notos Kitap, 2015.
  12. 12. Özkan Eroğlu, Sanatın Tarihi, Kolaj Kitaplığı, 2007.