Rehberimiz İlgi, Bilgi ve Tutku Olsun

Yazar : S. Sinan ULUSOY
Konu : Felsefe

Ziyaret ettiğim büyük bir sanayi tesisinin girişinde “İlgi Bilgiyi Doğurur” deyişi kocaman bir tabela üzerinde asılıydı. Bu yazımın feyz kaynağı işte bu devasa pano üzerinde yazılı olan bu söylem.

Yazar: S.Sinan Ulusoy
 
Yeni fikir, yeni bilgi, yeni ürün, yeni hizmet, vs. hızla ve durmadan yeni bir şeyler yaratma zorunluluğu ile karşı karşıyayız.
 
Hz. Mevlana’nın yaşadığı 13. yüzyıla gidip kendisine kulak verdiğimizde şöyle dediğini görüyoruz;
 
"Dünle beraber gitti cancığımız,
Ne kadar söz varsa düne ait…
Şimdi yeni şeyler söylemek lazım…"
 
11. yüzyıla uzanıp Ömer Hayyam’a kulak verdiğimizde öğrenme sürecinin yaşamımızın sonuna kadar devam eden bir süreç olduğunun altını çizdiği görüyoruz.
 
"Dedim: Artık bilgiden yana eksiğim yok;
Şu dünyanın sırrına ermişim az çok.
Derken aklım geldi başıma, bir de baktım:
Ömrüm gelip geçmiş, hiçbir şey bildiğim yok."
 
Dünyamız, başlangıcından bu yana değişim içinde ve bu değişim bilim ve teknolojinin gelişmesine paralel iyice hız kazanmış durumda ve hızlanarak devam edeceği aşikar. Yeni fikir, bilgi ve teknolojilerle birlikte hayat bulan her değişim yeni değerler silsilesini beraberinde getiriyor. Artık iyi fikir üretenlere çok daha fazla ihtiyaç var. Fark yaratan önerileri sunmak değer taşıyor. Eski alışılmış ezberlerle yol almak uzun vadede her açıdan aleyhimize çalışıyor. Zamanımızın ve geleceğin ruhu “orijinal ve denenmemiş yeni fikirler” üzerinde gelişmeye ve ilerlemeye devam edecek. 
Ziyaret ettiğim büyük bir sanayi tesisinin girişinde “İlgi Bilgiyi Doğurur” deyişi kocaman bir tabela üzerinde asılıydı. Bu yazımın feyz kaynağı işte bu devasa pano üzerinde yazılı olan bu söylem. İnsanları şaşırtmak, 'Vay canına!' dedirtmek, hayallere daldırmak, akıllarda olmayanı düşünmek, geliştirmek, yapmak... Tüm bunlar için de “meraklı”, “araştıran”, “öğrenmeye doymayan”, “sürekli yenilik peşinde olan”, Petrov’un Beyaz Zambaklar Ülkesinde eserindeki deyimiyle “Yaşam Mimarı” bir kişiliğe sahip olmak gerekliliği işte bu söylemin saniyeler içinde aklıma getirdikleri.
 
Kurumlar ve bireyler için ham taşı yontma süreci ömür boyu devam etmesi zorunlu bir süreç.  Zamanın ruhunu çok iyi anlamış ve kavramış olmak, rekabette farklılık yaratmak, yeni iş yapış şekillerine hızlı sürede adaptasyon – bunlara muktedir değilsek zaman içinde pasifize olacağımızın bilincinde olmalıyız. Eski kalıplar içinde bugünün ihtiyaçlarına ve değerlerine çözüm üretmeye çalışanlar maalesef bu yarışta geriye düşecek. 
 
Sonuç olarak; değişen koşullara uyum sağlamak hem kurum hem de birey olarak bizlerin kaçınılmazı. Bu da durmadan kendimizi geliştirme çabası içinde olmamız anlamına geliyor. Kendimizi geliştirme çabası merak ve tutkuya sahip olmanın zorunluluğunu beraberinde getiriyor. Başa dönecek olursak “İlgi Bilgiyi Doğurur”. 
 
Grikory Petrov’un eserinde dile getirdiği gibi “Artık işe koyulma vakti geldi! Demelisiniz. Hem öğrenmek hem de öğretmek zorundayız! Daha çok kişiyi çalışmaya davet etmeliyiz, çünkü yapılacak iş çok, çalışan sayısı az. Çalışmak için taze güce ihtiyacımız var…”. İnsanlar ülkelerinin geleceğine dair taşıdıkları kişisel sorumluluğun bilincine varmazlarsa, ülkelerin kalkınması ve refaha kavuşması da mümkün olmayacaktır. Her bir insan gerçek vatandaş, yaşam mimarı olmalıdır.”
 
İlgimizin hiç azalmadığı, bilgimizin sürekli ve farklı alanlarda tutku ile derinleştiği bir yaşam dileklerimle, kalın sağlıcakla.