Üretimi yönlendirmek

Tarımsal üretimin makro üretim planlaması doğrultusunda üreticinin doğrudan yönlendirilmesi çağdaş devletlerarasında baskıcı ve anti demokratik bir uygulama olarak yorumlanmaktadır. Modern demokratik devlet anlayışı aynı zamanda ‘Gıda Güvenliği’nin sağlanması görevini devletin sorumluluk alanında tanımlamaktadır.  (Yalçınkaya, N. ve ark. 2006).

Kırsal kalkınma unsuru olarak ele aldığımız Tarım Sübvansiyonları, aynı zamanda gıda güvenliğinin politikalarında temel enstrüman olarak görülmelidir. Makroekonomi açısından bakıldığında modern devletin tarımsal faaliyetlerle ilişkisi yalnızca köyden kente göçün yol açtığı sorunların önlenmesine ilişkin dar bir bakış açısıyla sınırlandırılamaz.  Tarımsal üretim başta gıda ihtiyacının karşılanmasına yönelik bir üretimdir. Modern devlet ‘Gıda Güvenliği’nin farklı unsurlarına ilişkin önlemler almalıdır. 

Bunlardan ilki güvenli gıda üretimidir. Gıdanın üretimin en başından itibaren sağlıklı, temiz ve güvenilir bir şekilde üretilmesi, işlenme sırasında kalitesinin aynı şekilde korunması ve tüketiciye ulaşmasını sağlayan standartlar güvenli gıda açısından önemlidir.. Bu standartları veya standartlara ilişkin alt yapıyı, standartlara uygun denetimi sağlayan devlet, üretimin bu standartlara uygun yapılabilmesi için gerekli insan kaynağının yetiştirilmesi (tarımda teknik eleman, üretici ve tarım işçileri), işletmenin değişikliklere uygun olarak altyapısını yenilemesi ve üretimini sürdürmesi için desteklemelerle yönlendirilmesi gerekir.

İkincisi gıda güvencesidir. Güvenli gıda teminin yanı sıra halkın ihtiyaç duyduğu gıdanın yeterli miktarda üretilmesi ve ulaşılabilirliğinin sağlanması da gıda güvenliğinin önemli bir unsurudur. Ülkemizde makro üretim planlaması olmadığından üretici el yordamı ile kendi üreteceği ürünü belirlemektedir. Halkın ihtiyaç duyulan ürünlerin üretimini sağlamak için ihtiyaç duyulan ürünlere üretim bölgeleri de dikkate alınarak destekleme miktarlarını ayarlaması mümkündür. (eştürk, ö., ören, M. N., 2014).

Gıda kalitesi ve yöresel ürünlerin korunması da gıda güvenliğinin kültürel yönüdür.  Bazı ürünler belli bölgelerde daha kaliteli olarak yetiştirilebilmektedir. (Ödemiş patatesi, Karaburun hurma zeytini) Bazı ürünler ise yöresel özellikte olduğundan bu ürünler daha değerlidir. (Bornova kınalı bamyası, Çeşme sakız koyunu) Bu ürünlerin sürdürülebilir şekilde yetişme bölgelerinde üretilmesine ilişkin özel desteklemeler getirilebilir.