Anadolu’nun Mirası Tarımın Hafızası

‘Kocakarı Soğukları’ gibi deyimlerle anlatılan extrem hava koşullarına ilişkin tarihler de aslında kadim çiftçilik bilgisinin içinde yer alır. Bu tarihler bölgedeki tarım için önemli iklim özelliklerinim üreticiler tarafından uzun yıllar takip edilmesi sonucu öğrenilmiştir. Bu bilgiler kuşaktan kuşağa aktarılarak bu güne kadar gelmiştir. Tarımın hafızası köyün sürekliliğine bağlıdır.

Kırsal alanlarda yaşayan gençlerin deneyimlerden kaynaklanan kadim çiftçilik bilgisine ilgisi giderek azalmaktadır. Ritüellere dökülmüş, hikâyelerle süslenmiş olması batıl inanç olduğunu göstermez. Arkasındaki gerçek arandığında çiftçilik açısından yararlı bir uygulama ile karşılaşılabilir.

Köy kültürünün sürmesi, köyün sürekliliğinin sağlanması köy kültürünü sürdürecek gençlerin varlığına bağlıdır. Köylerde yaşayan gençlerin arasında dedesinden, babasından gördüğünü boş inanç deyip kenara atmayacak, köy kültürünü yaşatacak genç çiftçilerin ortaya çıkması gerekir. 

Bu gençlerin köy kültürüne sahip çıkması yeterli değildir. Bilgi birikimlerinin arttırılması, öğrenme becerilerinin yükseltilmesi de gerekir. Çiftçiliği bilen, yeniliklere açık, insana değer veren, çevre bilincine sahip, vicdanlı genç çiftçiler yetiştirmek gerekiyor.

Çiftçilik eğitim şartına bağlı bir meslek olarak şekillenmelidir. Bu mesleği tercih eden geçlerin tarımı en doğru şekilde uygulayabilecek, bağlı olduğu tarımsal kültürü taşırken yeniliklere açık olabilecek şekilde yetişmesi de önemlidir. Ama köy kültürü bütünlüğü içerisinde tarım hafızasının korunması ve gelecek kuşaklara aktarılması da genç çiftçilerin görevleri arasındadır.

Anadolu’nun insanlığa mirası olarak köy kültürünün korunması için de bu gençlerin bilinçli olarak ‘Ağaç korkutma’ gibi ritüelleri, deyimleri, atasözlerini dikkate almaları, unutmamaları sağlanmalıdır.