Geleneksel Çiftçi feat Kentli Teknik Eleman

 

Apelasyonun 36. Sayısında ‘Neden Apelasyon’u açıklarken iletişimin sorunlu bir süreç olduğunu anlatmaya çalışmıştım. Bilmek, bildiğini anlatmak, anlatılanın anlaşılması… İletişim zor bir süreç. Ama daha da zoru tarım sektöründe iletişim olmalı... Her bölgesinde ayrı lehçe konuşulan ve tarımsal üretime ilişkin kavramlara farklı anlamlar yüklenen bir ülkede yaşıyoruz. 

 

Bir dönüm arazi kaç metre karedir?  Ağaç fidesi, sebze fidanı, tohum dikmek, fidan ekmek… 

Lehçelerde ki anlam farklılıkları, çevirisi yapılmamış, tanımlaması zor teknik terimler, algılama farklılıkları… Üreticinin duymak istediği ile teknik elemanın söylemek istediği arasındaki fark.. 

Asıl sorun kentte yaşayan, kırsal kökenli olsa dahi artık kentlileşmiş teknik elemanlarla köydeki sorunları çözme çabamızda... Kentli teknik eleman ve karşısında her şeyi toprağı, hayvanları olan çiftçi kitlesi… Kentte yaşayan, kente özgü pek çok sorunla boğuşan, üretimle doğrudan ilişkisi olmayan teknik elemana güvenip onun söylediklerini noktası noktasına uygulaması beklenen çiftçi… 

 

Genelde çiftçi bildiği, geleneksel olarak uyguladığı yöntemleri tercih etmeye eğilimlidir. Çiftçi, karşısındakinin bilgisini ölçmeye heveslidir. Sizin teknik bilginizden çok onun bildiği şeklini bilmelisiniz. Eğer teknik olarak uygulanması gerekenle yöredeki uygulama farklı ise ‘Yörenizde böyle uygulanıyorsa da’ diyerek söze başlamazsanız, bilmeyen olarak kabul edilirsiniz. İşte bu nedenle gittiğiniz yöreyi tanımanız, yerel uygulamalardan haberdar olmanız önemli… Memursanız,   tam bölgeyi tanıdınız memlekte doğru bir tayin istersiniz yerinize gelen düşünsün.. 

 

Meyve bahçesi diken çiftçiye derin dikimin ne kadar yanlış olduğunu verimi geciktirdiğini söyleyin bir etkisi olmaz. Aşılı fidanlarda aşı noktasının en az iki karış (onbeş santimi demeli) yukarıda kalması gerektiğini de beyhude söylersiniz. Tabii bir de bunu ezbere söylerseniz daha beter. Bir çiftçi ‘Neden?’ diye sorarsa çıkıp ne diyeceksiniz.  

 

Çiftçi meyve bahçesi tesis ederken en az 30 yıllık bir yatırım yapıyor. Ve böylesi bir yatırımı yaparken, bilgisinden emin olmadığı birinden gelen tavsiyelere bel bağlamaz. O, kendisi gibi gördüğü, inanabileceği birinin bile tavsiyelerine kolayca uymayacaktır. Zira yanlış yaparsa zararı büyük olur. O nedenle konvansiyonel (geleneksel) yöntemlere bağlı kalacaktır ki, bu yöntemleri de onların beynine bitkileri makine gibi gören ‘yeşil devrim’ kuşağı sokmuştu…  

 

Yani şu halde bir teknik eleman üreticiye bir tavsiyede bulunmadan önce, üreticinin güvenini kazanacak; yerel şiveyi anlayacak; yerel tarım terimlerini öğrenecek; konusuna iyi çalışacak, sadece tavsiye edeceği konuyu değil,  tavsiye edeceği konuyla ilişkili konuları da öğrenecek; değiştirmek istediği geleneksel ve/veya yerel uygulamaları da bilecek;  bulunacağı tavsiyeyle ilişkili 5 n 1 k sorgusunu yapacak ve cevapların kendinde oluğundan emin olarak yola çıkacak…  

Sonra mı, genelde çiftçiden ‘İyi diyonda…’ diye başlayan bir yanıt alınacak... Başarısızlıktan yılmayıp, küçük bir parselde çiftçiye denettirip haklı olduğuna çiftçiyi ikna edince ye kadar tekrar tekrar anlatılacak… Peki deneme başarısız olursa…