• Varsayalım ki ben Slow Food ile ilgili hiçbir bilgisi olmayan bir insanım, bana bu hareketi nasıl anlatırdınız?

Ayfer Yavi (A.Y): Son 15-20 yıldır adını sıkça duyduğunuz bir terim var: Fast food! Yani “hızlı yemek”, zamandan kazanmak diyorlar çalışan insanlar buna. Hayatın koşuşturma telaşı bizi köleleştirdi, sinsi bir virüse yenik düştük: Alışkanlıklarımızla aramıza giriyor, evimize, özelimize yayılıyor ve bizi "Hızlı yemek"e zorluyor. İşte bizim bu düzene karşı koyuşumuz, "Yavaş Yemek"le sofrada başlamalı. Bölgesel yemeklerimizin lezzetlerini, kokularını yeniden keşfedelim ve "Hızlı Yemek"in ezici etkisini kendimizden uzak tutalım. Hızlı yaşam, üretkenlik adına var olmamızın geleneklerini değiştirdi ve çevremizi, ufkumuzu tehdit etmekte. Bu duruma tek çözüm "Yavaş Yemek"tir. Aslında sağlıksız ve endüstriyel yemek sektörünün size bir yaptırımı bu. Dünyada bu yöne gidiş çoğalınca toplumları koruma adına kurulmuş; kar gütmeyen, iyi, temiz, adil gıdanın insanlara yol göstericisi olarak 1986’da Slow Food (Türkçe karşılığı “Yavaş Yemek”) olarak anlatabileceğimiz ama aslında içinde çok büyük bir felsefe barındıran organizasyon karşımıza çıkıyor. Yiyeceklerimiz nereden geliyor; Ürünler hangi tohumlarla yetişiyor? Yiyeceklerimizin tadını oluşturan etmenler nedir? Yiyecek seçimlerimiz kültürümüzü nasıl etkiler? gibi sorular sizin de kafanızı karıştırdıysa buna en iyi karşılığı bu örgüt, size çalışmalarıyla anlatıyor, deneyimliyor ve dünyada yayılmasını sağlıyor.