Kim Civciv Yemek İster

Tavukların yaşa göre sınıflandırılmasında civciv için 6 haftalıktan 8 haftalığa kadar 42 günden 72 güne kadar çeşitli aralıklar verilmiştir. Ancak bu sınıflandırmanın çoğu olgunluğu görüntü ve fiziki gelişmeye göre açıklamaktadır. Oysa cinsel gelişmenin başlaması piliç aşamasının başlangıcı olarak algılanmalıdır. Ve maalesef ki literatürde bu konuya ilişkin somut bir çalışma göremedim. Ancak bazı kaynaklar tavuklarda cinsel gelişmenin başlangıcı olarak 7. Haftayı işaret etmektedir. 

45 günlük kesime giden hayvanlar civciv olarak adlandırılabilir. Aslında kanatlı sektörü zaten bu durumun normal olduğunu, kesim yaşının fiziki gelişmeyle belirlendiğini söyler. 2-2,5 Kg’lik hayvanın ekonomik olarak kesime uygun olduğunu belirtir. Bu ucuz beyaz et yemek için mutlak gereklidir. Gerçekten de kuzu, oğlak yiyoruz. Civciv yemenin ne zararı var. Üstelik; 45 günlük civcivlerin normalden daha beyaz ve yumuşak pamuk kıvamındaki eti… Dar gelirli vatandaşlarımızın hayvansal protein ihtiyacı... 

Gelişme çağındaki hayvanların metabolizma faaliyetlerinin ergin bireylere göre oldukça farklıdır. Gelişimin hızlı olması için hormon ve metabolit düzeyleri oldukça yüksektir. Bu faaliyetler doğrudan hücrelere yönelik olduğundan artıklar hücrelerde birikir. Besinlerde yüksek seviyelere ulaşan hormon ve benzeri maddeler insan vücudunun dengesini bozar. Psikolojik sorunlardan obeziteye, ergenlik sorunlarından sindirim ve metabolizma sorunlarına pek çok probleme neden olabilir.

Yumurta üretimi açısından kafes ve serbest yetiştirme sistemlerini karşılaştıran çalışmalarda serbest sistemde yetişen tavuklarda E, A, B12 vitamini, omega-3 yağ asidi gibi yumurta kalitesini olumlu etkileyen maddelerin arttığını, hastalık ve ölüm oranlarının azaldığına ilişkin bulgular vardır. (Şekeroğlu, Sarıca-2005)

Tavukların ter bezleri yoktur. Yoğun hayvan yetiştiriciliği hem Broyler yetiştiriciliğinde devasa kümelerde on binlerce hayvan bir arada üretilir. Bu hayvanların vücut ısıları çok hızlı bir şekilde artar. Ayrıca bu ortamda dışkılarının idrarlarıyla birlikte atılması ve uzun süreler içeride kalması sonucu ortaya çıkan gazlar oksijeni tüketir. Bu gazların ortamdan atılarak havalanmanın sağlanması için devasa havalandırma üniteleri kullanılır. 

Bu ünitelerde bulunan filtrelerin ortamın tozu, yaklaşan bir kuşu havada kendine çekebilecek muazzam gücü dikkate alınırsa en geç birkaç günde bir temizlenmelidir. Ama bu devasa kümeslerde çalışan sayıları bile yetersizdir. Maaşlar da düşük... Herhalde kafaları meşgul olmalı ki işçilerin temizledikten sonra bu filtreleri takmayı ‘unuttuğu’ durumlarla sıkça karşılaşılır. Tabii bu tozlar ve akıma yakalanan hayvan leşleri de kümeslere dolar.

Bu kümeslerde bulaşmanın ana kaynağı bu yoğunluktur. Devasa Bu kümesler ve çevrelerinin oluşturduğu yoğun ortamlar insan ile kuş gribi arasında ilişkilenmenin en çok ortaya çıktığı bölgelerdir. Acaba insanda görülen kuş gribinin kaynağı da bu ortamlar mıdır?