2. Sulamada Kullanılan Su Kaynaklarının Etkin Yönetimi

Su yönetimi; su kaynaklarının planlı bir şekilde geliştirilmesi, dağıtılması ve kullanılması olarak tanımlanmaktadır. Su kaynaklarının geliştirilmesi ile ilgili politik ve teknik kararları, su hakları ve su tahsisini düzenleyen kuralları, çevrenin korunmasını, su fiyatlandırmasına ilişkin düzenlemeleri, arazi kullanım ilkelerini, kullanıcıların katılımı gibi faaliyetleri kapsamaktadır (Çakmak ve ark 2007). 

Tarımsal üretimde sulama suyu, özellikle pazar değeri yüksek sebze ve meyveler için olmazsa olmaz bir temel girdidir. Ülkemizde söz konusu ürünler için bölgelerimizin neredeyse tamamında sulama suyu ihtiyacı gerekmektedir

Dünya üzerinde mevcut bulunana su kaynakları ve yenilenebilir su kaynakları sabittir.  Kurak alanlarda tarımsal üretim faaliyetlerinde bulananlar, üretim düşüklüğünü dikkate alarak risk yönetmek, uygun sürede stratejiler ve tercihler geliştirmek durumdadırlar. Tatlı su kaynaklarının yaklaşık %70’i tarımda kullanılmaktadır. Artan nüfusun yanı sıra gelir ve tüketim düzeyinin yükselmesi ve gıda ürünlerine yönelik taleplerin artması da su kaynakları üzerinde ilave baskı yaratmaktadır. Uzmanlara göre bu talep artışını karşılayabilmek için, tarımsal sulamada kullanılan su miktarının 2050 yılına kadar iki katına çıkması gerekebilir (Faures vd., 2007). Suya yönelik talep artışının diğer nedenlerinden biri de suyun kullanım alanlarının çeşitlenmesidir. Günümüzde su, enerji ve gıda üretimi dâhil olmak üzere birçok ekonomik faaliyet için en önemli girdilerden biridir. Sadece hidroelektrik üretiminde değil, fosil yakıtlar veya kaya gazı gibi yeni enerji kaynaklarının üretim süreçlerinde de su, yoğun bir şekilde kullanılmaktadır.

Dünyadaki toplam su miktarı 1,4 milyar km3 ’tür. Bu suların %97,5’i okyanuslarda ve denizlerde tuzlu su olarak, %2,5’i ise nehir ve göllerde tatlı su olarak bulunmaktadır. Bu kadar az olan tatlı su kaynaklarının da %90’ının kutuplarda ve yeraltında bulunması sebebiyle insanoğlunun kolaylıkla yararlanabileceği elverişli tatlı su miktarının ne kadar az olduğu anlaşılmaktadır. Türkiye’de yıllık ortalama yağış yaklaşık 574 mm olup, yılda ortalama 450 milyar m3 suya tekabül etmektedir. Ülkemizin brüt yerüstü suyu potansiyeli 172 milyar m3 ’tür.

Tablo 1. Türkiye su kaynakları potansiyeli (DSİ, 2016)

Su Kaynakları  Potansiyeli

 

 

Yıllık ortalama yağış

643

mm/yıl

Türkiye’nin yüzölçümü

783.577

km2

Yıllık yağış miktarı

501

milyar m 3

Buharlaşma

274

milyar m 3

Yer altına sızma

41

milyar m 3

Yüzey Suyu

 

 

Yıllık yüzey akışı

186

milyar m 3

Kullanılabilir yüzey suyu

98

milyar m 3

Yer Altı Suyu

 

 

Yıllık çekilebilir su miktarı

14

milyar m 3

Toplam Kullanılabilir Su (net)

112

milyar m 3

Gelişme Durumu

 

 

DSİ Sulamalarında Kullanılan

32 milyar m 3

 

İçme suyunda Kullanılan

7 milyar m 3

 

Sanayide Kullanılan

5 milyar m 3

 

Toplam Kullanılan Su

44 milyar m 3

 

Türkiye’de kullanılabilir yerüstü suyu potansiyeli yılda ortalama toplam 98 milyar m3 ’tür. 14 milyar m3 olarak belirlenen yeraltı suyu potansiyeli ile birlikte ülkemizin tüketilebilir yerüstü ve yeraltı su potansiyeli yılda ortalama toplam 112 milyar m3 olup, 44 milyar m3 ’ü kullanılmaktadır. Yüzey suyunun ekonomik olarak kullanılmasının uygun olmadığı veya yetersiz olduğu alanlarda sulama suyu talebini yeraltı suyundan karşılamaktır. Su varlığına göre ülkeler aşağıdaki şekilde sınıflandırılmaktadır: 

Kişi başına düşen yıllık su miktarına göre ülkemiz su azlığı yaşayan bir ülke konumundadır. Kişi başına düşen yıllık kullanılabilir su miktarı 1.519 m3 civarındadır. 

Dünya genelinde görülen, su miktarı ile nüfusun oransal dağılımı arasındaki eşitsizlik sorunu Türkiye’de de mevcuttur. Havzalardaki akış miktarı ile bu havzalardan faydalanan nüfus arasında orantısızlıklar vardır. Ülkemizdeki toplam nüfusun %28’i Marmara Bölgesi’nde yaşarken, buradaki havzalar toplam akışın sadece %4’lük kısmını toplamaktadır (Aküzüm ve diğerleri, 2010). Meriç, Ergene, Gediz, Büyük Menderes, Burdur Gölü, Akarçay, Konya ve Asi Nehri havzalarında yüzey ve yeraltı suyu kullanımı, su kaynaklarının kendini yenileyebilme kapasitesini aşmıştır. Bu durum, havzalar üzerindeki baskıyı arttırarak, doğal ekosistemler üzerinde büyük bir tehdit oluşturmaktadır.

Tarımsal kuraklık karşısında sulamada etkin bir su yönetimi için yeraltı ve yerüstü su kaynaklarının muhafazası, su kaynaklarının kirlenmesinin önlenmesi veya en aza indirilmesi, üretimde su hasadı bilgilerinin kullanılması, sulama ile verilen suyun bitki kök bölgesini doyuracak kadar verilmesi ile aşırı sulamalardan kaçınılmasını sağlamak gerekmektedir. Bu amaçla tarımsal sulama uygulamalarında etkin bir kontrol ve yönetim sağlanması için bazı teknik metotların uygulanması sağlanmalıdır. Bunlar;

şeklinde ifade edilebilir.

Geçmişte, sulama projelerinin geliştirilmesinde, su kaynaklarında olası kısıtlamalar dikkate alınmamıştır. Ancak, kurak ve yarı kurak iklim bölgelerinde, sanayi ve kentsel su gereksinmelerinin artması sonucu, tarım için ayrılabilecek su çok daha az olacaktır.

Sulama suyu gereksinmesinin azaltılabilmesi için değişik seçenekler mevcuttur. Bunlar, su muhafazasını sağlayacak toprak işleme şekilleri, malç ve anti-transparant kullanımı gibi tarımsal önlemler olduğu gibi kısıtlı sulama uygulamaları da olabilir. Anılan uygulamanın başarısı için su verim ilişkilerinin önceden bilinmesine gerek vardır. Suyun kısıtlanması bütün gelişme mevsimine yayılabileceği gibi, bitkilerin önceden belirlenmiş olan su eksikliğine dayanıklı büyüme evrelerinde de olabilir. Öte yandan tarımda kullanılan sulama suyu kullanıcılar açısından maliyeti çok ucuz olduğu için, onu korumak bakımından çok az istek vardır. Suyun ucuz ve kontrolsüz olması, hatalı ve aşırı kullanıma neden olmakta, aynı zamanda toprağa verilen suni gübrelerin yıkanmasına yerüstü ve yeraltı suyunu kimyasallar ile yüklenmesine neden olmaktadır (Suzuki, 2001). 

Ülkemizde işletmelerde kullanılan sulama suyunun ölçümüne yönelik altyapı yeterli olmadığından, su ücreti, sulanan alan ve ürün çeşidi esasına dayalı olarak tespit edilmekte ve çok az birlikte “sulama süresi-saat” (TL/saat) esasına dayanan fiyatlandırma yöntemi kullanılmaktadır. Suyun hacim esasına dayalı fiyatlandırma yöntemlerinin kullanılması, su tasarrufu sağlayabilen teknoloji ve yöntemlerin kullanımını teşvik edecektir. Hacim esasına (m3 veya saat) dayalı fiyatlandırmaya geçiş için altyapı oluşturulmalı ve bu süreç hızlandırılmalıdır.