Federico Fellini’nin Hayatı ve Filmleri

Fellini İtalya’nın Adriyatik Denizi kıyısında yer alan ve Roma dönemine ait birçok tarihi esere ev sahipliği yapan Rimini’de 20.01.1920’de dünyaya gelmiştir. Lisede okurken Fulgor sinemasının sahibi ile tanışmıştır. 1938 yılının ilk aylarından itibaren çok karikatüriste yer veren “Domenica del Corriere”, ve Floransa’da çıkan haftalık mizah dergisi “420” için çizmeye başlamıştır. 1939 yılında Hukuk Fakültesine kaydolmak niyetiyle Roma’ya taşınan Fellini, dönemin yaygın olarak okunan “Marc’Aurelio”  dergisinin yazı işleri bürosunda çalışmaya başlamış ve çok sayıda röportaj yazılarına imza atmıştır. Aldo Fabrizi için monolog yazarak gösteri çevrelerinden sık sık faydalanan Fellini,  genç oyuncu Giulietta Masina ile tanıştığı çeşitli radyo yayınlarında da çalışmıştır. 30 Ekim 1943’te evlendiği Giulietta Masina ile evliğinden Pier Federico adında bir çocukları olmuş ancak doğumundan bir ay sonra ölmüştür. Fabrizi’nin filmlerinde görev alan Fellini senarist olarak adını duyurmaya başlamıştır. 

Avrupa Sinema tarihinde özellikle İtalyan sinemasının en değerli yönetmenlerinden biri de Roberto Rosellini’dir ve Federico Fellini’yi etkilemiştir. Fellini Roberto Rosellini ile tanışmasının ardından “Roma Città Aperta/Roma Açık Şehir” ve Paisà filmlerinde yönetmen yardımcılığı yapmış, senaryo çalışmalarına katılmıştır. Sonradan, sürekli iletişimde kalacağı oyun yazarı Tullio Pinelli ile birlikte çalışmaya başlamış, birlikte Pietro Germi ve Alberto Lattuada gibi çeşitli yönetmenler tarafından en çok beğenilen senaristler arasında yer almışlardır.

Fellini 1951’de Alberto Lattuada ile birlikte yönettiği Luci Del Varietà / Varyete Işıkları” filminin ardından tek başına ilk yönetmenlik denemesini 1952’de Lo Sceico Bianco /Beyaz Şeyh” ile gerçekleştirmiştir. 1953 yılında çevirdiği I Vitelloni /Aylaklar” bir taşra kentinde yaşayan beş gencin yaşantısını ve hayallerini konu almaktadır. Fellini’nin 1953 yılında çevirdiği bir diğer film ise Cesare Zavattini’nin yazdığı Amore in Città” filminin bir epizodu olan “Un’Agenzia Matrimoniale”dir. Ancak Fellini 50’li yıllardaki ilk başarısını 1954’te yönettiği “La Strada /Sonsuz Sokaklar” filmiyle elde eder.  1955’te çevirdiği “Il Bidone/Kalpazanlar Çetesi insanları dolandırarak geçimlerini sağlayan üç dolandırıcının hikâyesini anlatır. 1957’de yönettiği Le Notti di Cabiria /Cabiria’nın Geceleri” adlı filmiyle Fellini 50’li yıllardaki son filmini gerçekleştirir. En iyi yabancı film dalında Oscar ödülünü alan bu film, Fellini’nin 1960’ta gerçekleştireceği “La Dolce Vita/ Tatlı Hayat” adlı başyapıtının da habercisi olmuştur. “La Dolce Vita/ Tatlı Hayat”  filmi dünya seyircisini o kadar etkilemiştir ki Dolce Vita, zengin ve ünlü insanların hayatını anlatmak için kullanılan bir deyim haline gelmiştir.

Fellini’nin yönetmenlik yaşamı üç bölümde incelenebilir. Yeni Gerçekçilik akımının etkisinde kaldığı ilk yıllar (1950’ler), özgün ve kişisel sinemasını yarattığı 60’lı yıllar ve kendi anılarına, çocukluğuna, gençliğine döndüğü 70’li ve 80’li yıllar.  

Fellini, Marcello Mastroianni’nin canlandırdığı ünlü bir yönetmeni çocukluk günlerinin hayal alemindeki gezintisin anlatan ve sinema tarihinin en güzel rüya sahnelerinden biriyle açılan “Otto e Mezzo/Sekiz Buçuk”unu 1963 yılında gerçekleştirir. Fellini’nin 1974 yılında çektiği Amarcord filmi Fellini’nin doğup büyüdüğü çevre, ergenlik çağındaki arkadaşlıkları ve gençlik fantezilerini yansıtmaktadır. Stüdyosunda kendi renklerini, hayal dünyasını yaratan ve ölümüne kadar film çeken Fellini’nin yetmişlerden sonraki dönemde dikkati çeken yapıtları arasında, 1980 tarihli “La Citta Delle Donne/Kadınlar Şehri” ya da 1983 tarihli “E La Nave Va/Ve Gemi Gidiyor” gibi filmleri sayılabilir. Ayrıca, 1969 yılında çektiği Satyricon adlı filmde, Orhan Veli Kanık’ın dizelerine de yer vermiştir. 

“İÇİNDE

Denizlerimiz var, güneş içinde;

Ağaçlarımız var, yaprak içinde;

Sabah akşam gider gider geliriz,

Denizlerimizle ağaçlarımız arasında,

Yokluk içinde.”

 

“La Dolce Vita/Tatlı Hayat”  filmiyle 1960 yılında Cannes film festivalinde Altın Palmiye ödülü alan Fellini, hayatına beş Oscar ödülü de sığdırmıştır. Mart 1993 yılında beşinci Oscar ödülünü almak için Los Angeles’a gitmiş, Haziran ayında abdominal aort anevrizması sebebiyle geçirdiği ameliyatlar komplikasyonlara neden olunca durumu ağırlaşmış ve 31 Ekim 1993’de Roma’da hayata veda etmiştir.