Sultani Çekirdeksiz

Konu : Tarım

Anadolu, asmanın anavatanı olup, bağcılık tarihinin M.Ö. 3000 yıllarına kadar gittiği söylenmektedir.

Anadolu, asmanın anavatanı olup, bağcılık tarihinin M.Ö. 3000 yıllarına kadar gittiği söylenmektedir. Yapılan arkeolojik kazılarda ortaya çıkan bulgular, Anadolu'da yer almış medeniyetler için bağcılık ve şarapçılığın bir yaşam biçimi olarak geliştiğini göstermektedir. Binlerce yıllık tarihsel süreçte üzüm efsanelere konu olmuş, Anadolu da toplumsal yaşamı oluşturan geleneklerin ve beslenmenin en temel öğesi olmuştur. Bu nedenle bereket ve uğur sembolü sayılmıştır.

Kurutmalık, sofralık ve şaraplık olarak yetiştirilen ve tüketilen çok sayıdaki üzüm çeşidimiz arasında “Sultani Çekirdeksiz” üzümün (Sultaniye) çok özel bir yeri vardır. Bir rivayete göre 17. YY sonlarında ege bölgesinin Gediz havzasında bir bağda dolaşan bağcı asmasının birinde değişik bir üzüm görür ve bunun çekirdeksiz olduğunu anlayan bağcı bu asmayı özenle çoğaltarak yayılmaya başlamasına sebep olur.

Ege Bölgesi’nde geniş alanlarda yetiştiriciliği yapılan Sultani Çekirdeksiz üzüm çeşidi bugün artık hem iç tüketim hem de ihracatımız için önemli bir yere sahiptir. Sultani Çekirdeksiz üzümün büyük bir çoğunluğu kurutmalık olarak değerlendirilmektedir. Yaş tüketim ise gün geçtikçe artmaya yeni pazarlar açılarak daha fazla talep edilmeye başlanmaktadır. Fakat tüm dünyada ve özellikle Avrupa ülkelerinde tüketici bilincinin gelişmesi ve gıda güvenliği üzerinde daha hassas hale gelinmesi tarım ürünlerinin yetiştirme teknikleri ve uygulamalarının sorgulanmaya başlamasına neden olmuştur. Bu düşünce doğrultusunda Avrupa Ülkeleri Gıda Parakendicileri Grubu tarafından 1999 yılında kendi toplumlarının sağlıklı tarımsal ürün ihtiyaçlarını temin etmek amacıyla bu ülkelerde yetiştirilen ve dışarıdan ihraç edilen tarımsal ürünlerde aranan standartları belirleyen bir protokol hazırlanmıştır. Türkçe karşılığı "İyi Tarım Uygulamaları"dır. Bu, sürdürülebilir tarımda yetiştirme uygulamaları, gıda ve çevre güvenliği için yapılması zorunlu ve tavsiye edilen kuralların bir bütün olarak yapılmasını ve izlenebilirliğini sağlamaktadır. Bu uygulamalar Sultani Çekirdeksiz Üzüm üretiminde ürünün daha güvenilir ve çevrenin daha az zarar görmesini sağlayacağı için gerekli bir yöntemdir.

Bu girişin ardından Sultani Çekirdeksiz üzüm üretiminin en başından başlayıp son olarak hasadına kadar geçen süreçleri; bir Ziraat Mühendisi olarak teknik bilgilerimi bir bağcı çiftçi olarak deneyimlerim ile pekiştirerek bölüm bölüm bir yazı dizisi şeklinde sizlere aktarmaya çalışacağım. İlk olarak bir bağ tesisi kurulması için yapılaması gerekenlere değineceğim.

Asma hemen hemen birçok toprak tipinde yetişebilir, hatta gelişme gösteremeyeceği toprak tiplerinde bile o toprağa uygun anaçlar üzerine aşı yapılarak yetiştiricilik yapılabilir. Bir bağ tesisi kurulmadan önce asmanın ekolojik isteklerinin iyi bir şekilde bilinmesi gerekmektedir. 

Bu bilgiler ışığında bağ tesisi kurulacak yeri tayin ettikten sonra toprak analizi yaptırarak toprağımızın uygun olup olmadığına karar veririz. Eğer uygun değilse hangi anaç ile yetiştiricilik yapılabileceğine bakılır ve uygun anaç seçimi yapılarak dikim gerçekleştirilir.

Sultani Çekirdeksiz üzüm çeşidi uzun sürgün yapısı ve geniş yaprak alanına sahip olduğu için sık dikim önerilmez. Çünkü gelişen asmanın yeşil aksamı yeterli hava akışına sahip değilse bir çok mantari hastalıklara hassas hale gelir ve bu da ürün kaybı demektir. Yapılan çalışmalar bize göstermiştir ki Sultaniye üzümü için en ideal dikim sıklığı; sıra arası 3m, sıra üzeri 2m dir Böyle bir dikim yapıldığında dekara toplam 166 adet asma fidanı düşmektedir.

Bağ tesisi dikim ile bitmez; daha sonra terbiye sistemi oluşturulmalıdır. Terbiye sistemi fidan dikimi ile birlikte yapılabilineceği gibi dikimden 1- 2 yıl sonra da yapılabilinir. Ülkemizde bir çok terbiye sistemi kullanılmaktadır. Bu terbiye sistemleri hakkında bilgi dergimizin ilk sayısında ayrıntılı verilmiştir.

Sultani Çekirdeksiz üzüm güneşi çok sever; hatta eski Yunanda asmaya “Güneşin Oğlu” denirmiş. Fakat asmanın yeşil aksamı için güneş ne kadar faydalı ise salkım için de o kadar zararlıdır. Direkt güneş ışığına maruz kalan salkımda tane gelişimi zayıflar ve taneler üzerinde yanıklar oluşur. İşte tüm bu olumsuzlukları ortadan kaldıran ve aynı zamanda en uygun güneşlenmeyi sağlayan terbiye sistemi yapılan çalışmalarla bulunmuştur. Peki bu hangi sistemdir? Yıllardan beridir ülkemizde en yaygın kullanılan T sistemi ne yazık ki değildir. Bu sistem V sistemidir.

Türkiye yaş ve kuru meyve sebze ihracatında önemli bir yere sahip olan sultani çekirdeksiz üzüm hakkında dilimin döndüğünce hazırladığım bu yazıyı sizlerle paylaşmaktan mutlu olduğumu belirtmek isterim. Bu konuda “Apelasyon” ekibine de ayrıca teşekkürlerimi sunarım.